Muhtemelen sonu olmayan bir yalnızlık yoluna çıkmıştı. Yaşadıklarının kolay olmadığını ve üstesinden gelemeyeceğinin de farkındaydı. Yine de her zaman yaptığı gibi müziğine sarılacaktı. Toparlandığında hayatına, çokça eksik de olsa, devam edecekti. Fakat nereden bilebilirdi ki hayatına o gün son verdiğini? Yeryüzündeki herkese sırtını dönmüştü belki ama gökyüzüne küsemiyordu. Babasının orada bir yerlerde olduğunu biliyordu. Onu gülümseyerek izlediğini... Çünkü artık yaptığı tek şey şarkı bestelemekti. Tıpkı babasıyla birlikte, gökyüzünü seyrederken hayal ettiği gibi.
Üstünden 5 sene geçmesine rağmen o feci günü unutamıyordu. Yüzleştiği acı gerçekler, peşini hiç bırakmamıştı. Küçük bir kız çocuğunun hayallerinin ve umutlarının yok oluşunu sadece izlemekle kalmadı. Bunu hissetti... Bestelediği şarkıların onu hayatta tutan tek şey olduğuna inanıyordu. Öyleydi de. Ama nereden bilebilirdi ki şarkının son satırını okurken çalan kapının onu bu denli değiştireceğini?
BAŞLAMA TARİHİ: 28.08.16
17 yıllık hayatını geçirdiği ailesinin öz ailesi olmadığını öğrenen Umay'ın hikayesini anlatıyoruz.
Klasik bir aile kitabı olabilir ama çok daha güzeli.