KAFES (Düzenleniyor)
  • Reads 4,298,530
  • Votes 189,485
  • Parts 60
  • Reads 4,298,530
  • Votes 189,485
  • Parts 60
Complete, First published Jun 23, 2016
Mature
Yok oluş kaçınılmazken yeniden varoluşun hikayesi... 
Biraz yarım. 
Biraz eksik. 
Ama yeniden.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add KAFES (Düzenleniyor) to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
GECEYİ KURTARMAK by handanekur
47 parts Ongoing
İlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dönmesi onun umurunda değilmiş gibi bize bakmadan kalın parmaklarının arasına kıstırdığı sigarasını içiyordu. Gözleri yere bakıyordu lakin asıl gördüğü bambaşkaydı. Kavruk teninde değerli bir çift taş gibi parlıyordu ela gözleri. Erkeksi yüzünde tanıdık tek bir mimik yoktu. Beni delirten, benimle sürekli uğraşan ve suskun dilimden kelimeler çalmaya çalışan o çocuğun yerini alan bu adama hayretle baktım. O sırada ela gözleri benimkilerle buluştu, bedenimi hatta damarlarımı hedef alarak kıvrandıran bir sızı oluştu. Kanımın akışı tersi yönüne düşerken o hayran olduğum gözleri hedefinden ayrılmayan bir avcı misali saçlarıma dokunduğunda zorlukla yutkundum. Koyu renk kaşlarını çattığında sarıya çalan ela gözleri kıstı. Kirpiklerle çevrili gözlerindeki sert ifade tüm yüzüne itinayla yayılmıştı. Küçükken de güler yüzlü, sevecen bir çocuk değildi ama o zamanlarda bile böyle hiçliğe bakar bakmıyordu. Hala o çocuğa benzeyen tek bir şey vardı yüzünde; benimkilerin ikizi olan sarıya çalan ela gözleri. Limonlu şekerlere benzeyen gözleri hala aynıydı, derinlerdeki ifade değişmiş olsa da. Kurtuluş'tu bu adam. *** Rana & Kurtuluş *** 14.05.21 *** Kapak tasarımı tamamen bana aittir.*
SON SESLENİŞİM by alanurasya
8 parts Ongoing Mature
Asker- Doktor kurgusu. Kalbi gerçeklerle yüzleşmiş bir kızın kötü olabilme ihtimali var mıdır? Dışarıdan istediğin kadar güçlü, kusursuz durursan dur, bir gün geçmişinle yüzleşmek zorunda kaldığında yıkıldığına şahit olacaksın. Ben Damla. Damla Evran. Kalp cerrahıyım ve işimin anlamının güzelliğini taşıyarak çalışıyorum. Ben hastalarıma bakmayı seviyorum çünkü onlar açmadıkları yaralarımı sarıyor. Bende onlarınkini. Ama bir gün hiç ummadığım bir şey oldu. O geri döndü. Hemde ben onun yokluğuna alışmışken döndü. "Abim geri döndü..." *** Elimde eski, ağır bir çakmak vardı. Parmaklarımın arasında oynarken alevini yaktım. Küçük bir ışık huzmesi odanın karanlığını kırdı. "Bak," dedim, çakmağı ona doğru kaldırırken, "Yanıyor ama ne kadar titrek olduğunu görüyorsun, değil mi? Sanki her an sönecekmiş gibi." O, bir süre sessizce alevi izledi. Sonra gözlerini bana dikti. "Ama sönmüyor," dedi kararlı bir sesle. Başımı salladım. "Peki, ya içindeki gaz biterse?" diye sordum. Bir an sustu, sanki doğru kelimeleri seçmeye çalışıyormuş gibiydi. Sonunda, yavaşça konuştu: "İçindeki gaz bittiğinde, bu çakmak sadece bir metal parçasına dönüşür. Ama onun bir çakmak olduğunu bilirsin. Yine de yanabileceğini bilirsin. Çünkü bir şeyin işlevini kaybetmesi, varlığını kaybetmesi anlamına gelmez. İnsanlar da böyle. Bazen tükenmiş hissederiz. Ama tükenmek, bittiğimiz anlamına gelmez. Sadece yeniden dolmamız gerekir." Bu kurguda olan olaylar, karakterler tamamen hayal ürünüdür. Yayınlanma tarihi: 19.05.2023 Yeniden yayınlanma tarihi: 18.11.2025
ÇOK SEVMEK YASAKLANMALI | Mahalle Hikâyesi by senemeevren
28 parts Ongoing
"Bir adam ile yara bandının hikâyesini hiç duydun mu?" diye sordum meraksız bir tonda. Çünkü anlatmak istediğim sıradan bir hikâye değildi, kendi yazdığım bir hikâyeydi. Yüzüne bakmadığım için ne tepki verdiğini görememiştim ama onu tanıdığım kadarıyla -bu da çok uzun bir zaman dilimine tekabül ediyordu- şu anda hafif çatık kaşlarıyla bana bakıyor olmalıydı. "Hayır," dediğinde sesinde bariz bir sorgu vardı. Onunla konuşmaktan kaçındığımı çok iyi bildiğinden onunla sözlü iletişime geçmiş olmama oldukça şaşırmıştı. "Bir gün bir adamın kolunda ufak bir yara açılmış." diye başladım çatallı sesimle konuşmaya. "Çok ufak bir yaramış ama, öyle hastaneye gitmesine gerek yokmuş. Küçük bir sıyrıkmış sadece." Kalbim acıyordu. Keşke bu şekilde gelmesiydi bana. Böyle gelmeseydi. Hafifçe yutkundum. "Bir yakınından yara bandı istemiş. Kapatmış yarasını o yara bandıyla. Kısa bir süre birlikte yaşamışlar mecburen. Birkaç gün içinde iyileşmiş adam ve kolundaki yara bandını bir an bile düşünmeden atmış çöpe. İhtiyacı olduğunda hemen sarıldığı yara bandından iyileştiğinde hemen kurtulmuş." Sustum, çünkü devamını getirmek zordu. Ona hayır demek çok zordu. Hafif ıslanmış gözlerimi tekrardan gözlerine çevirdiğimde onun hâlihazırda bana bakan gözleriyle karşılaştım. Gözlerinin içine bakarak devam ettim. "Olan da yara bandına olmuş. Temiz, tertemiz yaşamı bir çöpte sonlanmış. Çok zaman geçmiş, en sonunda biri bulup temizlemiş." Keyifsizce tebessüm ettim bir anlığına dolu dolu gözlerimle. Gözlerimdeki bakışları dudaklarıma düştü. "Eskisinden daha iyi, daha temiz görünüyormuş artık. Ama..." Gözlerimiz birleşti. "İçi paramparçaymış." "Dilara..." Bu gece ikinci kez kestim sözünü. "Ben yara bandının yaşadıklarını yaşamak istemiyorum."
You may also like
Slide 1 of 10
GECEYİ KURTARMAK cover
ATEŞİN KOYNUNDA cover
Umut Işığım. (18+) cover
SON SESLENİŞİM cover
ÇOK SEVMEK YASAKLANMALI | Mahalle Hikâyesi cover
GÜNAHA DAVET ( +24 ) cover
BOY HIRSIZI cover
NİKOLAİ MİLORADOV: Milyon Dolarlık Proje cover
Rus mafyası / Yarı Texting  cover
Yürek Davası(Asmin)  cover

GECEYİ KURTARMAK

47 parts Ongoing

İlerleyen bölümlerde YETİŞKİN İÇERİKLİ SAHNELER olacaktır. *** Kurtuluş. Kurtuluş'tu bu. Bu gözleri, benimkilerin aynısı olan bu gözleri nerede görsem tanırdım. Ama öyle değişmişti ki, yüzündeki o haylaz pırıltılardan eser yoktu. Sanki dünyanın dönmesi onun umurunda değilmiş gibi bize bakmadan kalın parmaklarının arasına kıstırdığı sigarasını içiyordu. Gözleri yere bakıyordu lakin asıl gördüğü bambaşkaydı. Kavruk teninde değerli bir çift taş gibi parlıyordu ela gözleri. Erkeksi yüzünde tanıdık tek bir mimik yoktu. Beni delirten, benimle sürekli uğraşan ve suskun dilimden kelimeler çalmaya çalışan o çocuğun yerini alan bu adama hayretle baktım. O sırada ela gözleri benimkilerle buluştu, bedenimi hatta damarlarımı hedef alarak kıvrandıran bir sızı oluştu. Kanımın akışı tersi yönüne düşerken o hayran olduğum gözleri hedefinden ayrılmayan bir avcı misali saçlarıma dokunduğunda zorlukla yutkundum. Koyu renk kaşlarını çattığında sarıya çalan ela gözleri kıstı. Kirpiklerle çevrili gözlerindeki sert ifade tüm yüzüne itinayla yayılmıştı. Küçükken de güler yüzlü, sevecen bir çocuk değildi ama o zamanlarda bile böyle hiçliğe bakar bakmıyordu. Hala o çocuğa benzeyen tek bir şey vardı yüzünde; benimkilerin ikizi olan sarıya çalan ela gözleri. Limonlu şekerlere benzeyen gözleri hala aynıydı, derinlerdeki ifade değişmiş olsa da. Kurtuluş'tu bu adam. *** Rana & Kurtuluş *** 14.05.21 *** Kapak tasarımı tamamen bana aittir.*