Buram buram testosteron kokan bu mekanda ellerim, ucu sertleşmiş göğüslerimi sıkarken gözlerim yukarıya çıkmak için sabırsızlanıyordu. Arkamdaki tanımadığım sert bedene kıçımla güzel bir muamele çekerken pişman değildim. Kendimi şarkının ritmine kaptırmışken dövmeli el eteğimin sınırında gezdiği sırada inledim. Kumaşın üzerinden bile tenini tenimde hissediyor ve bu daha çok ateşimin çıkmasından başka bir işe yaramıyordu. Teninin kokusu dört bir yanımı sarmışken sadece kokuyla yukarıya tırmanabileceğimi fark ettim. Boynumu saklayan terden ıslanmış saçlarımı yana çekerek dudaklarıyla boynuma imzasını atmaya başladığında dizlerim çaresizce titredi. Ellerimi arkaya doğru uzatarak boynunu tırnaklarımın ucuyla okşadım, karşılığında derinden gelen bir hırlama kazandım. ''Seni şimdi, burada, çok fena şekilde becermemem için bana bir neden söyle!'' Boğuk ve arsız sesi kulaklarımı doldurduğunda yaramazca kıkırdadım. Arkamda şişen erkekliği kıçımı zorlarken eli dantelli külodumu yana sıyırdı. ''Siktir." diyerek inledi. "Sırılsıklamsın...'' Parmakları hazinemde gezerken nefes alışverişlerim çığırından çıkmıştı. Dudağımı koparırcasına dişlerken insanlar umurumda değildi. Sadece o ve onun parmakları vardı. Kadınlığım elinin altında tomurcuk gibi açarken inlemeler arşa uzandı. Küçük tepeciğimi zevkin doruğuna çıkarırken arzu dolu sesimi bastıramayarak fısıldadım. ''Bir nedenim yok,'' 26.06.2016
27 parts