Sancak KARAKUYU, Afra'nın hem mucizesi hem felaketi... Afra BAĞCI, Sancak'ın hem dirilişi hem yıkımı... Çalıştığı lüks lokantada bir gece gelen müşterilerin arasında üzerinde hissettiği bir çift gözle hareketlerine dikkat etmeye başlar. Göze batmak en son isteyeceği şeydir. Çünkü bu işe çok ihtiyacı vardır. Eğer müşterilerden biri ondan şikayetçi olursa işinden olması kaçınılmazdır. "Bakar mısınız?" arkasından gelen sese elindeki tepsiyle döner, üzerinde hissettiği bir çift göz sanki daha da yoğunlaşmıştır. "Buyurun efendim?" verilen siparişleri alırken üstündeki gözlerden artık gerçekten rahatsız olmaya başlamıştır. Gözlerini kısaca etrafta gezdirir ama üzerinde hissettiği gözleri görememiştir. "Başka bir şey alır mıydınız?" sorusunu sorduktan sonra bir kez daha gözlerini etrafta gezdirir patronuyla göz göze geldiğinde başıyla selam verir ve işine yoğunlaşır. "Afra!" patronunun sesiyle kalbi hızla çarpmaya başlar. İşinden olmaktan korkuyordur. Yutkunur "Buyurun efendim," kalbi ağzında atıyordur artık. Düşünür, yanlış bir şey mi yaptım diye, çünkü patronu ana hiç adıyla seslenmemiştir. "9 numaralı masa," dediğinde yönünü o masaya çevirir ve üstünde hissettiği o gözlerle karşılaşır.