Yağmur durmadan yağıyordu ,fakat bu benim içimdeki yangını söndürmeye yetmiyordu . Islanmış kıyafetlerimle ona doğru yürüdüm , yağmur damlaları uzun kahverengi saçlarının arasından usulca düşüyordu .elimi yavaşça kaldırıp yüzüne doğru kaydırdım... korkuyordum işte! lanet olsun ki korkuyordum . Bu acı bu aciz bedenime fazla geliyordu, dayanamadım .
" kalbim aklımın kapılarını çalmadan bedenime acı gönderiyor bu ne demek biliyor musun ? Sen onunlayken benim her yerim kanıyor , yüreğim durmadan seni istiyor onun gelmeyeceğinden haberi var mı ? Yoksa bilmeden mi çırpıyor kanatlarını ?" Sadece bir cevap istiyordum , susarsa gidecektim ....ve sustu o, çığlık çığlığa sustu
Bu cevapsızlık gitmem için bile yeterli bir sebepti.arkamı dönüp bana her zaman kucak açan karanlığa doğru ilerlemeye başladım
"Aptal ! Hiç düşünmedin değil mi ? ya o gelirse, ben ona gidersem beni sıcaklığıyla ısıtan yüreğin hiç üşütmez mi?" Dedi ve devam etti
" Bu yağmur ağır gelir sana "
Yaş Farkı Vardır (9 yaş)! Lütfen bunu bilerek okuyunuz...
Atabey Ailesi yıllardır yaptığı mafyacılık işlerine son verip emekliye ayrılmıştı. Çağlar Atabey 4 oğlu, karısı ve yakın aile dostlarıyla huzurlu hayatının tadını çıkartıyordu. Ta ki bir gün şirketine bir mektup gelene kadar... Yıllar önce ölen kızının aslında yaşadığını ve ölü bir bebekle karıştığını söyleyen bir mektupla bütün dengeler bozulur. Bir yandan hasta annesi ve öfkeli babasıyla uğraşırken okumaya çalışan Çiçek bir yandan da şehit sevgilisinin yasıyla kavruluyordur. Bunun üzerine bir de yıllar önce karıştığını öğrenen Çiçek'i karmaşık günler bekliyor.