Yağmur durmadan yağıyordu ,fakat bu benim içimdeki yangını söndürmeye yetmiyordu . Islanmış kıyafetlerimle ona doğru yürüdüm , yağmur damlaları uzun kahverengi saçlarının arasından usulca düşüyordu .elimi yavaşça kaldırıp yüzüne doğru kaydırdım... korkuyordum işte! lanet olsun ki korkuyordum . Bu acı bu aciz bedenime fazla geliyordu, dayanamadım .
" kalbim aklımın kapılarını çalmadan bedenime acı gönderiyor bu ne demek biliyor musun ? Sen onunlayken benim her yerim kanıyor , yüreğim durmadan seni istiyor onun gelmeyeceğinden haberi var mı ? Yoksa bilmeden mi çırpıyor kanatlarını ?" Sadece bir cevap istiyordum , susarsa gidecektim ....ve sustu o, çığlık çığlığa sustu
Bu cevapsızlık gitmem için bile yeterli bir sebepti.arkamı dönüp bana her zaman kucak açan karanlığa doğru ilerlemeye başladım
"Aptal ! Hiç düşünmedin değil mi ? ya o gelirse, ben ona gidersem beni sıcaklığıyla ısıtan yüreğin hiç üşütmez mi?" Dedi ve devam etti
" Bu yağmur ağır gelir sana "