Vatan Sana Aşkım Feda...
Her şey Asya öğretmeni kurtarma operasyonuyla başlamıştı. Yüzbaşı Yıldırım Candaroğlu timiyle birlikte hiç istemese de gizli bir görevin içine dahil olmuştu. Terör örgütünün elinden kurtardıkları sırlarla dolu, güzel öğretmenin gözlerine baktığında başına gelecekleri hiç tahmin edememişti. Asya'yı askeriyeye teslim edip görevini tamamlayacağını düşünmüştü ama Albay'ın sözleriyle her şeyin daha yeni başladığını görmüş oldu.
Asya Kılıç onun yeni göreviydi. Hiç bilmediği ve istemediği görevi tüm güzelliği ve tutkulu doğasıyla karşısında duruyordu. Yıldırım'ın ise tek istediği askerlerini güvende tutmak ve devletine yararlı olmaktı. Devletin ondan istediğiyse her ne olursa olsun Asya öğretmeni korumasıydı.
Yıldırım Candaroğlu ilk defa ona verilen bir görevi yerine getirmek istememişti.
Asya Kılıç ona tutkuyla bakarken Yıldırım Candaroğlu görevini yerine getirebilecek miydi?
Güzel kadının sırlarını çözebilecek ve kardeşim dediği adamları koruyabilecek miydi?
Ve ona tutkuyla bakan gözlere karşı koyabilecek gücü kendinde bulabilecek miydi?
*
Yıldırım Candaroğlu, Yakup Başkesen, Dursun Çakır, Onur Yılmaz, Adem Gözüpek, Bekir Ulu, Aziz Mertoğlu, Sercan Yıldız, Osman Polat, Deniz Erez, Umut Ertürk hepsinin ayrı ayrı hikayesi vardı ama onları birleştiren tek şey şimdi minik gizemli bir öğretmen olmuştu. Gözü kara, iri, yakışıklı askerler herkesin yüreğini titretirken kendi hayatlarında olup biten her şeye rağmen komutanlarının yanında olmaya devam edeceklerdi. Gizli operasyonda onları bekleyen süprizlere ise hiçbiri hazırlıklı değildi.
Aşk ummadıkları anda kapılarını çalacak, hepsini yerle bir edecekti...
"Ah! Benim dağ gibi duran, dal gibi kırılan kalbim."
Kalbi, annesinin gül bahçesinin içerisinde kalmış bir genç kız.
Kız kardeşinin bileğindeki prangalarla mücadele eden bir genç oğlan.
●
"Elimi yıkayabilir miyim?" Güldü.
"Elindeki kanın yıkadığın vakit çıkabileceğini mi düşünüyorsun?" Ellerimi ardıma sakladım.
"Eğer öyle düşündüysen yanılmışsın."