"Sen bir tırtılsın" dedi bana. "...ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum."
Ardından bir kez daha gülümsedi. Yemin ederim ki o gülümsemenin yerine bana bir tokat atmasını isterdim. Kelimelerin, acısına bulanıp gülümsemesinin altında sessiz sedasız ezilişini hissettim. Bilmediği bir şey vardı; ben, bilmediğimi sandığı o cümlenin devamını biliyordum, bunu onun satırlarında okumuştum.
Sen bir tırtılsın, ben senin kelebeğe dönüşünü izliyorum... ve sonra kendi kanatların parçalayışını.
Arsıl Alaz işte buydu, zihnimin dolunayı.
Düşüncelerimi, her yanıma nüfuz eden karanlığın ıstırabından arındırıp ışığını avuçlarıma bırakan adam, o bunu hak etmiyor.
Bense, kurak bir toprağa düşmüş küçük bir su damlasıyım. O toprağı yeşil vadilere dönüştüremem, dev bir nehrin çağlamasını sağlayamam. Düştüğüm toprak beni içine çekene kadar bir yanımı güneşin sıcağına feda edebilecek kadar güçlüyüm yalnızca.
Yine de aldığım nefesin bile bir gün bana yabancı olacağını hatırlamak istemezdim.
Helya ALAZ
534*: İhtiyaçlarını karşılayacak biri olmak istiyorum
534*: Bu zamana kadar ben ve anneme çok yardım ettin
534*: Bende sana etmek istiyorum
(görüldü)
Salih: İhtiyaç diye bahsettiğim şey normal ihtiyaç değil Ahsen
Salih: Yaşın küçük anlamazsın sen
534*: *bir fotoğraf gönderildi
-fotoğraf açıldı
-fotoğraf tekrar oynatıldı
---
Salih&Ahsen
!Yetişkin içerik!
Yaş farkı içerir!