Belki de o, beni kimsenin sevemeyeceği kadar çılgın ve durmaksızın sevmişti.
Gergindi, Peter. Belki de bu gerginliği karşısındaki tehlikeli şeyden kaynaklıydı. Tabi Peter'in tanımıyla 'tehlikeli şey' bir lunapark oyuncağıydı. Yüksekten korkardı o. Ayrıca elleri de terlemişti. Wade'in eli, kendi elini bir o kadar daha terli hissettiriyordu.
"W-wade, ben binmesem, seni beklesem olmaz mı?" Diye sızlandı, Peter. Ancak bunun pek bir kaçışı yoktu.
"Hem, bak, boşver gitsin. Evde daha eğlenceli şeyler yapabiliriz! Hadi lütfen, gidelim!" Diye mızmızlandı yine.
"Hayır, bebeğim. Ne yapmaya çalıştığını biliyorum. Ama sözün olsun, eve gittiğimiz de yaparız." Dedi Wade de karşılık olarak. Hala Peter'in cesaretini toplamasını bekliyorlardı.
"Hem, niye biz bunu yapalım ki? Durup dururken?!"
"Çünkü yapabiliriz." Wade daha fazla dayanamayıp Peter'i peşinden, lunapark oyuncağına sürükledi.