Ne zaman sana baksam boğazdan gizli, mahzun, Beyaz elbiselerini giymiş süzülüyorsun Dikkat çekiyor asker, sen dikkat çekiyorsun. İşte o zaman cemalimde mol veriyor kıskançlık Başka dilde içlenip sonra Türkçe susarak Ah diyorum o eski fuayede buluşsak... Çünkü sende bıraktım yanakları traş görmemiş gençliğimi Hakiye çalan günleri ve ilk kafiyeleri... Devşirildim uykudan. Durdu saat, ben indim Girmesin dirsek teması aramıza, istemedim. Uçtu binlerce koldan martılarla, ve ümit Bir midyenin kabuğunda gizlenirdi, hakkı var. Gözlerin kaç şairin gövdesini eskitti? Göğün kırmızı siyah incileri parıldar. Yaşamak senin yollarında ihtişam, Şehit, tanıdık imza, gövdendeki belirti Söyle, emperyalizmi sarsan büyük kurtuluş Kaç kanlı bröveyi huzuruna getirdi? Sevdandır ki hâlâ içerimde, sıcaktır Bahçendeki mimoza açtıkça açacaktır. Çınardaki papağan bilmez, bir yanım mahcup Bir yanım hâlâ 14, kayık kepli o çocuk, Kalksam, kapına gelsem, sarılır mısın yarın Ne güzeldin Kuleli, ne güzeldi kolların...