Elise,
Çıplak omuzlarına tutkularını saran Günâhkar Kadın!
Doyumsuz ruhuna feda edeceği insanları, kibri ve açgözlüğününe kurban edecek...
Arsız bedenini kullanmaktan çekinmeyecek, güzelliği tek silahı olacak Elise'nin...
Mustafa,
Yakut kırmızısı dudaklara mahkum edilen kurban, benliğini kontrol edemeden kapılacak Elise'nin kasırgasına.
Esir düştüğü ihtirasların cefasını ödemeden duramayacak, yine de pervane gibi tutuşacak Elise'ye...
Anlatsan dinlerdim, duymazdım ama yine de dinlerdim.
Gönül gözüyle sevdim.
Sağır kulağımla işittim.
Hıçkırıklarımla bezedim.
Mahremini teneffüs ettim.
Ve sonunda seni hafızamdan sildim.
"Ama bilmelisin; Sarraf tüm değerli taşları satar, bir tek Yakut'u kendine saklar."
-
Birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı ve korkup uzaklaştığımızda bağımızı yitirdik.
Geri döndük, kazanacağımızı sandığımız her an kaybederek inancımızı yitirdik.
Birbirimizi yitirdik.
Kendimizi bitirdik.
Ve geriye, birkaç hatıradan başka hiçbir şey kalmadı; ama onları da anımsayamıyoruz.
Çünkü çok sevip de yine yenilmekten korkuyoruz.
Fakat onsuz bir savaşın galibi olmak fazlasıyla vahim,
bu yüzden onu sevmek-
Unutmamam gerekli; birbirimizi severek gururumuzu yitirdik, ihtiraslarımızın esiri olduğumuz yerde aklımızı...