Onu tek kelimeyle anlatmam gerekseydi eğer 'tuhaf' diye tanımlardım.
O fazlasıyla tuhaftı.
Kimine göre deli, bana göre dahiydi.
O delilik ile dahilik arasında ki ince çizgi üzerindeydi.
Çimen suyunu saçına sürer, duvarları dinler ama asla konuşmaz, duvarlarla ders çalışır, karıncaları besler veya öğretmenlerle polemiğe girerdi.
İri gözleriyle bir bakışı vardı ki kalbimi bin parçaya bölerdi. Kocaman boş bakışlarıyla beni heyecanlandırmayı başarırdı.
Kahküllerinden kalbime sıcak bir sızı süzülürdü.
"Kafamın içinde çarmıha geremediğim düşünceler vardı. Ya onlar benim yüzümden çarmıha gerilecekti ya da ben onlar yüzünden."
Seyhun Keskin