Kaybettiklerimizi dudaklarımızın arasında buluyorduk. Ne tuhaftır, oysa ciğerlerimize karışan nefeslerdi, arzunun kıvılcımlarını aleve veren. Birbirimize beslediğimiz şefkat, yıktığımız ruhları daha fazla parçalamaktan başka bir şey yapmıyordu. Bu... Ölümle sevişmek gibi hissettiriyordu. -- Dar-ı dünyayı, buğulu bir tuvalin arkasında izleyen ve parmak uçlarına bulaşan boyalar ile kendi dünyasını yaratan sanatçı; kendisini, kendi kabusunda boğan bir kız. Cehennem alevini nefesinde taşıyan bir adamın parmaklarından dökülüyor notalar. Her biri toprağa kanlı bir bıçak ile ekilirken ölümün senfonisi çınlıyor, geçmişin kollarından. Ölü bir adam hayatı, ölü bir kızın nefesinde buldu.
19 parts