Şu susmak bilmeyen küfürler,silah şarjörlerinin mahsum insanların kafalarında, bedenlerinde boşaldığı iğrenç feryat sesi,dökülen kanların şırıltısı, minnacık elleri ayakları bedenlerinden ayrılan meleklerin duaları,yıkılan evler, kırılan camlar, pimi çekilmiş el bombaları... Bunlar ninni oldu kulaklarıma senelerce. Belki de bundan uyuyordu annemle babam uyanamadılar gecelerce...Bende uyuyordum fakat ninni değildi beni uyutan. Zaten annemde yoktu benim. Ben pimi çekilmiş el bombalarının dizinde uyudum. Ben çok çabuk vedalaştı annemle babamla.. *** Sokaklar büyüttü beni. Ama sokaklar annem "gibi" bile olamıyor ki... Üşüyence örtmüyor üstümü. Galiba bir tek kar yağınca örterdi üstümü. Gerçi ben bilmem anne sıcaklığını. Düşünürüm annemde bu kadar sııcak mıydı? *** Sesim çıkmıyor benim silah sesleri çınlıyor kulaklarımda. Ben sobasında çay demlediğimiz evimizi özledim...Artık o sobada dünyaları yaksalarda beni ısıtamaz ki!