"Ekin," dediğini duydum.İsmim ilk kez bu kadar hoş gelmişti kulaklarıma,tıpkı bir ilahi gibiydi onun sesi.İlerlediğim dar sokakta arkamı dönerek dolu gözlerimle başımı ürkekçe kaldırıp ona baktım.O ise aramızdaki kısa mesafeyi de kapatarak yanıma yürüdü.Çenemden tutup yüzümü yüzünün hizasına kaldırdı."Biliyor musun?"dedi sonra.
Yutkundum.
"Neyi?"diye sordum sesimi bulabildiğimde.Ben onun önünde halden hale girerken o,kanımı donduracak o sözcükleri döktü dudakları arasından."Ne kadar aptal olduğunu,"diye söylendi o yamuk sırıtışıyla."Sen de bana aşık olan o aptallardansın.Anlasana!Ben bu evrene sizleri kullanmak için gönderildim.Kızlar..Sizler çok aptalsınız.Ben aşık olmam.Sen de bana aşık olma." çenemi sıkıyordu ve bu oldukça acıtıyordu.
Ona karşı hissettiklerimden emin bile olamazken,onun bana ettiği hakaretler yürüdüğüm bu yolda tökezlememe sebep oluyordu.Rüzgar bile tenimdeki teri soğutamazken,onun dudaklarının arasından çıkan sözcükler kanımı donduruyordu.
Evet o haklıydı ben tam bir aptaldım.Erkek düşkünü bir aptal...