Yaşlı gözler ile Miray'ın günlüğünü okumaya başlamıştım... #TrueStory #JustWriteIt 'Ortaokuldan mezun olmuş ve istediğim liseye gitme fırsatım olmuştu lakin ailemin red edici tavırları arasında kendimi bulmuştum sonuçta gideceğim lisede kız sayısı çok azdı ki Denizcilik lisesinin bir kız için uygun olmadığının kanaatındaydılar. Lakin tüm ısrar ve azmim ile yine burnumun dikine gitmiş istediğim liseye kaydolmuştum. Okulun ilk günüydü heycan ve o beyaz üniformalar ile kasılmalar ile ilerlerken kendimi okulun kapısında bulmuştum çömezliğin verdiğini eziklik eşliği ile lise hayatına merhaba demiştim. Bir ay kalmadan okula alışmıştım tabi kendini bilmeyen üst sınıftan olan bizlere abilik, ablalık taslayan kişileri umursamamayı da öğrenmiştim... Öğrenim hayatımda hiçbir zaman kürsüye çıkamamıştım. Taaa ki 10 kasım da şiir okumak için zorla görev alana denk. Sıra bana gelirken heycanım git gide artmıştı. Mikrofondaki sesin 'şimdi 9. sınıflardan Miray'ın Atatürk şiirini okuması için davet ediyorum' demesiyle kalbimi sanki söküp atmıştı titreyen ayaklarımın eşliği ile kendimi kürsüde şiir okurken buldum o anda mikrofonda ufak bir sorun oldu ben o heycan ile mikrofonu kürsüye vurmamla kahkahların alayların hatti hesabı kesilmemişti bütün bunlara rağmen görevimi yerine getirmiş ve şiirimi okumuştum kürsüden ayrılırken gururumun kırılması ile göz yaşlarımı tutamaıştım yanıma kalan sadece çağresizlik ve göz yaşlarımdı... O gün bir çocuk gözüme çok takılmıştı bu ilgimi bilmiyorum ama ona karşı bir şeyler hissetmeye başladığımı anlıyordum. Ne tuhaf değil mi ismini bile birinden hoşlanmak... Çok geçmeden arkadaşların vasıtasıyla ismini öğrenmiştim 'Mete' ne güzel bir isimdi ya da onun adı olduğu için bu kadar hoşuma gitmişti. uzun bir zaman geçmesiyle birbirimizi tanımaya başlamıştık o zamanlarAll Rights Reserved
1 part