"Bana bak ketum, gözlerimin içine..." Ketum...Bir o kadar uzak, bir o kadar yakın duruyordu benliğime. Anlamını bilmesem de yakıştırmıştım kendime. "Ketum ne demek?"diye sorduğumda yüzünde belli belirsiz bir tebessüm oluştu. Kapüşonlusunun ardında gizlediği karanlık gözleri ilk bakışta korkunç gözükse de güvende hissettiriyordu. "Ketum..."uzatarak söylediği kelimeyi elindeki silaha bakarak devam ettirdi."...sen demek." Ayağındaki postallardan çıkan ritim sesleriyle beraber gözlerime kenetlendi."Çektiği acıları dışına vurmayan, kimseye söz etmeyen demek." Ketumun kelime anlamı harfi harfine bana uyuyordu. Umutlarım, mutluluklarım, hayal ettiklerim...Her şeyim çorap söküğü gibi ardı ardına mahvolmuştu. Yapabildiğim tek şey susmaktı. "Eeee ketum. Beğendin mi yeni ismini?" Loş ışığa bakarak tebessüm ettim. Yeni ismim eskisine rağmen güzeldi. Helin değil KETUM'dum. *** "Ne kadar da ketumdur, katlandığı acıları, atlattığı tehlikeleri sergilemeyi hiç sevmez."