No:309
  • Reads 2,629
  • Votes 12
  • Parts 8
Sign up to add No:309 to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
DİVANE ✔️ by selmakeskin_
58 parts Complete
"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.
TANRI MİSAFİRİ by marinsrecitale
6 parts Ongoing Mature
Alen Alis Avam, on dört ve on yedinin bir sayıdan ibaret olmadığını, bir zihin paradoksunun göstergesi olduğunu yanlış şekillerde öğrendi. Dört sene sonra bir gece yarısı, odasını aydınlatan telefon ışığı ona siyah dosyanın anahtarını uzattı. Yedi Büyük Günah, sana geçmişini anlatan o masalın son sayfası mı yoksa zehirli olduğunu bile bile yediğin elmanın çürük yanı mı? On dört; bacaklarının arasına sızan bir başka kan damlası, elma renginde değil bu sefer, acının soy ağacı; rahminden çıktığın kadın sana inanmadığı gün neden şaşırmadın yalancı kraliçe, belki de avuçlarından taşan kırmızı lekelere baktın hak ettim dercesine, oysa izlediğin bir filmin son sahnesi sana fısıldamıştı o acının kaynağını. On sekiz; deli hastanesi, dil hapishanesi, vicdan mahkemesi; sarı saçlarını boynuna urgan diye dolamasına neden olan yaş bundan ibaretti, bir yanlışlık kafasının içerisindeki seslere mahkum bıraktı o kızı, eline tutuşturulan kürek bir geleceğin çukuruna uzatılan mum aleviydi, sen o toprağa girerken sorun yoktu, o sorun bir annenin kızını, bir cam pencerenin arkasında izlediğinde başladı. Sen artık sadece kendini öldürmeye teşebbüs ettiğinde görebiliyorsun o küreğin sahibini, o ise izliyor uyuduğu her an senin için ağlayarak kazdığı toprağa girişini. Başka bir hikayede canavar sayılacağın geçmiş, seni yaralı mı yaptı, yoksa sönmüş bir mum alevine kurban mı? KAOS SERİSİ.
You may also like
Slide 1 of 10
DİVANE ✔️ cover
EKSTREM cover
TANRI MİSAFİRİ cover
SİHİRLİ KOLYE cover
OKUNMASI GEREKEN KİTAPLAR  cover
Qanlı Qədəh (DÜZƏNLƏNƏCƏK) cover
"HÜZÜN SOKAĞI" cover
Her Hikaye Mutlu Başlar cover
BERDEL (+18) cover
Lafügüzaf  cover

DİVANE ✔️

58 parts Complete

"Küçük bir kız çocuğu gibisin." Soğuğun içime ilmek ilmek işlemesi gecenin ayazından değildi, onun buz gibi sözlerinden ürpermiştim. Gök yüzünde bizi seyreden yıldızlardan ziyade kendi ışığının aydınlattığı, o zehir karası delici gözlerine yerleşen alaylı parıltı ve söylediği son şeyle çileden çıkmıştım artık. İçimde lavlarını köpürterek sabrımın son demlerinde dolanan volkan patlamaya hazırdı, bu işin başka çaresi yoktu ve inceldiği yerden kopacaktı. Ben onun sayesinde çoktan büyümüştüm fakat o her seferinde inadına yapar gibi çocuk olduğumu savunuyordu. Beni bakışları, tavırları, hareketleri ve kelimeleriyle resmen eziyordu. Kalbimi eziyordu. "Çocuk falan değilim ben!" Diye bağırdım sonunda içimdeki ateşten okyanus çaresizce çırpınan benliğimi cayır cayır yakmaya başlarken. Aynı anda hem üşüyor hemde alev alev yanıyordum. Kendi içimde birçok imkansızı barındırıyordum. Sertçe yutkundum... Sesimi iyice yükselttiğimde tek bir mimiğimi bile kaçırmak istemiyormuş gibi dikkatle beni izlemeye başladı, artık gerçekten dayanamıyordum. "Çocuk değilim anladın mı? Değilim! Sana abi demek zoruma gitmeye başladığında büyüdüm ben!" Diye adeta haykırdım. "Duygularımı gizlemeyi öğrendiğimde büyüdüm! Susmayı öğrendiğimde, sessizce ağlamayı öğrendiğimde büyüdüm! Gözümün önünde başkasına dokunduğunda büyüdüm!" Ona ilk kez utanıp çekinmeden kurduğum bu uzun ve acımı haykıran cümleler tüm nefesimi tüketmişti fakat söyleyecek son bir sözüm daha kalbimin en ücra köşesinden saniyeler sonra çıkagelmişti. "Seni sevdiğim gün büyüdüm ben." Diye fısıldadı güçlükle soğuktan zangır zangır titreyen dudaklarım.