Ölüme Şarkı Kala
  • Reads 853
  • Votes 68
  • Parts 25
  • Reads 853
  • Votes 68
  • Parts 25
Ongoing, First published Jul 15, 2016
Çocukluğundan yaşadığı âna kadar ailesinden görmediği sevgi ve şefkatin sebeplerini aramıştı genç kız. Çoğu kez denemişti, hepsinde başarısız olmuştu. Ailesinin farklı olduğunu biliyordu ama öğrendiği şeyi beklemiyordu. Serin bir sonbahar gecesinde karanlık silüetlerinin ardında bir gölge misali takip etmişti ve korkunç gerçekler bir bir yılların acısını çıkarırcasına yüzüne çarpmıştı. 

Annesi ve babası bir dolandırıcı çetesinin üyesiydiler, hem de hatrı sayılır bir üyeydiler. 

İşte genç kız o gece öğrendi annesi ve babasının yaptıklarını... Ortada dönen milyonlar, öldürülen insanlar, kirli yüzler, kan kokan nefesler... 

----

İki taraf da karanlıktı, bir eylül gecesi ayın cılız ışığının altında görmüşlerdi birbirlerini, genç kızın aradığı cevapları vaat etmişti siyahların sahibi ve kız inanmıştı. 
İkisinin de benzerdi hikayeleri, ikisi de buruk, ikisi de hüzünlüydü. İlk günden hissetmişlerdi aralarındaki çekimi ve cesurca dile getirmişlerdi. 

Baştan söylemişti adam: "Giderim." demişti. "Aşk yok." demişti. Kendini kandıramadığından genç kızı kandırmaya çalışmıştı.

Kız da: "Yok..." diye fısıldamıştı karanlığına doğru, biliyordu var olamaya başladığını, her gün gitmesinden korkarak yaşamıştı.

Birbirlerine yok derken bile sarılıyorlardı, sanki yok demek var demek gibiydi...

Ve genç kız dolandırıcı çetesine üye olmuştu, tüm korkularının, ölümlerin arasından çeteyi bitirmek isteyen adamın kollarına sığınmıştı ve onunla çalışıyordu.

Ölüm yakınlarında dolaşan bir gölge gibi nefesini hissettiriyordu, soluyordu içine içine... O kadar yakındı ki, o kadar her yerdeydi ki kaçmamıza izin vermiyordu...
Karanlık parmaklarıyla kavrıyordu şah damarımızdan, yanlış olan tek bir harekette avuçlarında kaybolacaktık... İnsiyatifsizdi ölüm, fütursuzca bulaşıyordu her z
All Rights Reserved
Sign up to add Ölüme Şarkı Kala to your library and receive updates
or
#49korkular
Content Guidelines
You may also like
GECENİN İZİ by hisssizyazar
29 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 10
DİLVAN (Kitap oluyor)  cover
Kara Gül  cover
SARKAÇ cover
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
GÖNÜL ŞİFASI cover
GECENİN İZİ cover
Fındık Tarlası cover
Kocamın Patronu cover
Zorba'nın Özel Asistan'ı  cover
BUZ DAĞI (Gay) cover

DİLVAN (Kitap oluyor)

58 parts Complete

Tek davası okumak olan Avin Mirşad. Bin derdin dermanı olan Maran Mirşad. "Mardin şahidim Maran yüreğimin güneşisin. Dışımı aydınlatırken yüreğimi yakansın." Hayatın acımasız döngüsü içerisinde birbirlerine denk gelen iki insan. "Mezopotamya şahidim Avin. Hem gecem hem gündüzümsün. Sen benim gökyüzümsün." Herkesin bir yarası var. Güneş kadar yakıcı, gece kadar karanlık.