Sadece şiir... Ve sonra şair ağlar mı?
Gözyaşları , soluk yanaklardan dökerler acıları...
Kendisininkine bakmaya tenezzül edemeyenler bir yandan şöyle derler mi acaba :
Yine gecelerime doğuyor yalpaz gülüşün
Uzaklara değen ellerim okşuyor , gafletle
Bu kadar soğuk olamazsın , sanki ölmüşsün
Bakışların , kaşlar çatık sanki bir nefretle
İçin kararmış , nefeslerin duman gibi
Sanki ateşler yanıyor içinde
Bu kadar kin ateşi neyin sebebi
Unutamadığın acılar hep birikmiş sinende
Çekemediğin yük mü var , ne bu hiddet
Bu sitem kime , acımasızca bakıyorsun
Ellerinden gelmeyen , fikirlerinde şiddet
Hiç kimseye inanmıyor , kimseyi tanımıyorsun...
Bu kitapla bambaşka bir töre hikayesi okuyacaksınız. Bol kahkahalı kimi zaman gözyaşları içinde kimi zaman da öfkeleneceksiniz. Ama bir karakter var ki o sizden biri. Onu seveceğinize emimim.
Ezman okumak için gittiği ve orada kalıp çalışmaya başladığı İngiltere'den Mardine yaz tatiline gittiğinde berdel kararıyla Asmin ile evlenmek zorunda kalır.
Ne Ezman bu zamana kadar izleyip okuduğumuz bir ağa ne de Asmin boynu bükük bir berdel gelinidir. Ezman başta bu evliliği kabullenmek istemez ve Londra'ya kaçma planları yapar. Sizce bunu başarabilecek mi?
Her ikisi de bu kadar alışagelmişin dışında bir karaktere sahipken, evlilikleri ayakta kalabilecek mi?
Ezman Ağa'nın ve Asmin'in berdel hikayesini okumaya, okurken hem gülüp hem ağlamaya var mısınız?