Cellat || 2 Sezon[Bitti]
  • LETTURE 11,957
  • Voti 1,344
  • Parti 29
  • LETTURE 11,957
  • Voti 1,344
  • Parti 29
In corso, pubblicata il lug 16, 2016
Kötülüğün kapısı kısa süreliğine dünyaya açılmıştı. Bu sürede kapıdan sadece Zaman tanrıçası geçebildi. Tanrıça dünyaya geldiğinde kendisi daha önce yaşadığı gezegene köprü kurup kapıyı dünyaya açtı. Köprü sayesinde binlerce şeytan dünyayı ziyaret etmişti. Tanrıça kendini ortaya çıkarttı insanlara kendini tanıttı. Öldürme ve diriltme gücüne sahipti. Kendisine savaş açan insanları öldürürken kendisine inanan insanların ailelerini diriltti. Bu diriltme işleminde cehenneme kıyamet gününe kadar mahkum edilmiş Cellat'ta dirildi. Fazla bir seçeneği yoktu ya Azrail tarafında yer alacak ya da Tanrıçanın tarafına geçecekti. Taraf olmadığı sürece bertaraf olacağını biliyordu.
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere Cellat || 2 Sezon[Bitti] alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
oppure
#530kara
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) di Maral_Atmc6
72 parti In corso
Elzem Akay'ın sıradan ama güzel bir hayatı vardı. En iyi okullarda okumuş, en güzel oyuncaklara ve kıyafetlere sahip olmuştu. En değerli mücevherler daima onun boynunu süslemiştir. Lüks içinde yaşarken hayatta istediği her şeye kolayca sahip olmuştu. Üzerine titreyen iki abisi, onu hep güldüren kız kardeşi, iyi bir yengesi ve onu sürekli çıldırtan bir hizmetçisi varken hayat ona karşı fazlasıyla cömertti. Tüm bunları ne bozabilirdi ki? Bir gece korkunç bir ritüele kurban edildiğinde gözlerini bambaşka bir dünyada açar. Orta Çağın hiyerarşisinin içinde kalmışken eve dönmek hiç kolay değildi. Kendi dünyasında bir öğretmenken Ölümsüzlerin akademisinde bir hizmetçi olunca, sınıf farkının acımasız gerçekleriyle yüzleşir. Burası onun dünyası değildi, burası barbarların hüküm sürdüğü Araftı ve o, hayatta kalmak istiyorsa lüks alışkanlıklarından ödün vermeyi öğrenmeliydi. *** "Medeniyet yoksunu, vahşi barbar!" diye ona sesimi yükselttiğimde çatılan kaşları umurumda bile değildi. Tüm gün kuyudan su çeken o değildi. "Şu sivri dilin bir gün başına bela olacak." Sert bakışlarla beni uyardıktan sonra merdiveni işaret etti. "Kahyadan fırça yemek istemiyorsan işinin başına dön." "O kadın bir cadı." Ondan bahsederken bile tiksintiyle yüzümü buruşturdum. "Bence benden nefret ediyor." "Hayret." Kaşları alayla yukarı kalktı. "Oysaki çok sevilesi bir kadınsın." İğneleyici sesiyle ters ters ona baktım. "Sizde öyle Savcı Bey," dedim oyunbaz bir ifadeyle. "Sizi görenlerin yüzünde güller açıyor." "Bunu inanarak söylemiyorsun." "Tabii ki inanarak söylemiyorum." Gülerek bana ikinci kez merdiveni işaret etti. "İşinin başına dön aksi taktirde yarın seni sınıfıma almam. Bir hizmetçiye ders verdiğim için yeterince sorun yaşıyorum." Bu vahşiler kendi dünyamda ne kadar zengin ve asil olduğumu anlamak istemiyordu.
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
Ejderhanın Tutsağı cover
Öğretmenim gxg cover
Zamansızların Ardından  cover
FIRTINA ZAMANI  cover
Yılan Yuvası cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
YIRTICI GÖZLER cover
MEDUSANIN ÖLÜ KUMLARI (Kitap Oldu) cover
Azrathia'nın kamçısı cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover

Ejderhanın Tutsağı

53 parti In corso

Serena Valentin, on sekiz yaşında ailesinin sarayından ayrılıp eğitim görmek için akademiye gittiğinde ikiz kardeşi de dahil tüm ailesini geride bıraktığını düşünerek üzülüyordu ama yarıyıl tatilinde, yani altı ay sonra onları yeniden göreceğini bilmek buhranını hafifletiyordu. Ancak hiçbir şey Serena'nın beklediği gibi olmamıştı. Altı ay sonra , tatilde evine geri dönemeyecekti. Çünkü akademiye bile gidememişti. Çünkü akademiye giden tekinsiz yollardan birinde, karanlık ormanda tuhaf sesler duymuştu. At arabasından inip etrafa bakmak istediğinde ise onu görmüştü. Asırlar önce babasının ve diğer birkaç büyücünün birleşip lanetlediği ejderhayı... Ejderhanın, efsanelerde anlatılan o 'zalim ejderha' olduğunu anlamadan önce, onun yaralı kanadını iyileştirmişti. Ve yaptığı iyiliğe karşı beklemediği bir karşılık almıştı. Ejderha, onu esir almıştı. Ve ancak kendisine bir varis verdiği takdirde onu özgür bırakacağını söylüyordu.