HAYALLERİMİZİN PEŞİNDEN

Louise Penny. Ailesi Andorra ülkesindeki birkaç kötü devlet adamı tarafından öldürüldü. Louise intikamını almak için kendisininki gibi ailesi ya da değer verdikleri öldürülmüş olan insanların kurmuş olduğu bir örgüte katıldı. Örgütteki kuralların en başında ;sevgili ya da eş yok geliyordu çünkü örgüt değer verdikleri insanları tekrar kaybetmek istemiyordu.
Louise, Louis ile tanışana kadar hayatında aşk diye bir şey hiç olmamış, bedenini intikam duygusu yakıp kavurmuştu. Örgüt yüzünden ne kadar yasak olsa da onun hayali hayatının aşkını bulmaktı. Tıpkı annesi ile babasının aşkı gibi olan bir aşk için hep hayal kurardı ama bunun asla gerçek olmayacağını bilirdi.
Louis Tomlinson. Hayatında çok az arkadaşı olmuştu. E haliyle hiç kız arkadaşı olmamıştı. Louis hayatında basit insanlar istemiyordu. Eğer birini hayatına alacaksa bu kişiyi çok fazla araştırır ve hayatında daima olacağına inanırsa o kişiyi hayatına alırdı ama bir gün çok büyük bir hata yaptı. Resmen hayatındaki düzeni bozarak birini hayatına aldı: Louise Penny'yi.
İkisi de bir şeylerden kaçarken birbirlerine çarpıyorlar ve birbirlerine sıkıca tutunuylar ama buna DIE OR BEG engel olana kadar. Hayallerinin Peşinden koşan iki genç gerçeklik duvarına çarptıklarında bundan vazgeçecekler mi ya da duvarı aşmaya mı çalışacaklar?