Unutmak İstiyorum!
  • Reads 9,722
  • Votes 271
  • Parts 4
  • Reads 9,722
  • Votes 271
  • Parts 4
Complete, First published Jul 19, 2016
Mature
2 new parts
Sen ilgiyi seversin, sana daha çok ilgi gösterecek birini bulmalısın. Benim önceliğim artık sen değilsin Çiçek. Ben artık bunu yapamıyorum. Benimle mutlu olamazsın. Bu yüzden artık bitirelim. Ben senin sevgini taşıyabilecek kadar güçlü değilim. Aynı şekilde nefretini de kaldıramam. Bu yüzden senden son bir şey istiyorum sevgili. Beni affet ve unut. Bana ne kalbinde ne zihninde yer ayır. Ben buna değmem. 
Affet beni Çiçek.
Mutlu ol.
Hoşça kal."

Üç yıl oldu sevgilim. Ayrılalı üç yıl oldu. Sen beni terk edeli, son mektubu yazalı üç yıl oldu. Seni görmeyeli, senin yanında olmayalı, seni öpmeyeli üç yıl oldu. Ben bu geçen zamanda sadece seni bekledim. Evimin kilidini dahi değiştirmedim, olur da gelirsen diye. Canım acıya acıya seni sevmeye devam ettim, senin de hâlâ beni sevdiğini hayal ederek.
Ama bugün, artık yeter dedim. Seni ne kadar sevsem de, seni, gözlerini, o güzel bakışlarını, aşk dolu sözlerini ne kadar özlesem de unutmak istiyorum. 
Üzgünüm ama artık seni unutmak istiyorum sevgili.
All Rights Reserved
Sign up to add Unutmak İstiyorum! to your library and receive updates
or
Content Guidelines
You may also like
Gölgeler Şafağı İstiyor by Lunaurora_
10 parts Ongoing
Gökyüzündeki yağmurları gözüme indiren Zeus yukarıdan bana ifadesizce bakıyordu. Olduğum yerde dizlerimin üstüne çöktüm, kafamı gökyüzüne kaldırdığım an Zeus sanki az önceki düşüncemi duymuş gibi yağmurları üstüme yağdırdı. Acıyla haykırdım, titreyen ellerimi kaldırdım ve oradaki hayali kanları izledim. Ellerim kan içindeydi, ellerim çok kanıyordu, dostum. "Baksana," dedi içimdeki çocuk. Duvar kenarına çökmüş, dizlerini karnına kadar çekmişti. Yaşlı gözlerini bana dikti, benim aksime sakince ağlıyordu. "Sırf özgürlüğün için, sesini onlara duyurabilmek için kükremiş olman seni gerçek bir canavar yapmaz." "Yapmaz mı," dedim hıçkırıklar içinde fısıltıyla gökyüzüne doğru. "Yapmaz," dedi ve duvardan ayrılıp ayağa kalktı, ben de onunla beraber zar zor ayağa kalktım, gözlerimi gökyüzünden çekip karşıya baktım. "İşte böyle," dedi ve kolunun iç tarafıyla yaşlarını sildi. "Ayağa kalkmak zorundasın, hiçbir büyük tahtta kalmayacak, duydun mu? Ayağa kalkıp, bunun için elinden geleni yapacaksın." "Ayağa kalktım, ufaklık," dedim sakince akan yaşlarım arasından. Dudaklarıma gelen bir damla gözyaşım ağzımdan içeri girdiğinde damağımda tuzlu bir tat yerine zehre benzer tat bırakmıştı. Sanki dudağımın kenarında bir yara vardı ve ben yarım ağız gülümseyince o yaradan kan akmaya başlamıştı, bu hissi umursamadım. O ufaklığa odaklandım, kir ve yara içindeki ufaklığa, hor görülmüş, dışlanmış ufaklığa. Sonra birden yanında başka çocuk siluetleri belirdi, görüntüleri netleşti ve ben onların yoldaşlarım olduğunu gördüm. Aynı o ufaklık gibi kir ve yara içindeki bedenleriyle dimdik karşımda duruyorlardı. "Hiçbir büyük tahtta kalmayacak." Gök gürledi, çocuklar beklentiyle gözümün içine bakmaya devam etti. Ve ben panzehir içer gibi içtiğim ant için tek bir an bile pişman olmadım. ----
You may also like
Slide 1 of 10
Gölgeler Şafağı İstiyor cover
Dönüm Noktası  cover
KUVVET ÇARPANI  cover
Mafya                                     ( birinci kitap) cover
GÖLGEDE KAYBOLANLAR cover
GÜN TABAĞI | TEXTİNG cover
wattpaddeki mükemmel hikayeler cover
Dini bilgiler cover
KADERİN ÇİZDİĞİ YOL (Düzenleniyor) cover
Perili Sirk: Genç Kız ve Gizemli Sihirbaz - TAMAMLANDI  cover

Gölgeler Şafağı İstiyor

10 parts Ongoing

Gökyüzündeki yağmurları gözüme indiren Zeus yukarıdan bana ifadesizce bakıyordu. Olduğum yerde dizlerimin üstüne çöktüm, kafamı gökyüzüne kaldırdığım an Zeus sanki az önceki düşüncemi duymuş gibi yağmurları üstüme yağdırdı. Acıyla haykırdım, titreyen ellerimi kaldırdım ve oradaki hayali kanları izledim. Ellerim kan içindeydi, ellerim çok kanıyordu, dostum. "Baksana," dedi içimdeki çocuk. Duvar kenarına çökmüş, dizlerini karnına kadar çekmişti. Yaşlı gözlerini bana dikti, benim aksime sakince ağlıyordu. "Sırf özgürlüğün için, sesini onlara duyurabilmek için kükremiş olman seni gerçek bir canavar yapmaz." "Yapmaz mı," dedim hıçkırıklar içinde fısıltıyla gökyüzüne doğru. "Yapmaz," dedi ve duvardan ayrılıp ayağa kalktı, ben de onunla beraber zar zor ayağa kalktım, gözlerimi gökyüzünden çekip karşıya baktım. "İşte böyle," dedi ve kolunun iç tarafıyla yaşlarını sildi. "Ayağa kalkmak zorundasın, hiçbir büyük tahtta kalmayacak, duydun mu? Ayağa kalkıp, bunun için elinden geleni yapacaksın." "Ayağa kalktım, ufaklık," dedim sakince akan yaşlarım arasından. Dudaklarıma gelen bir damla gözyaşım ağzımdan içeri girdiğinde damağımda tuzlu bir tat yerine zehre benzer tat bırakmıştı. Sanki dudağımın kenarında bir yara vardı ve ben yarım ağız gülümseyince o yaradan kan akmaya başlamıştı, bu hissi umursamadım. O ufaklığa odaklandım, kir ve yara içindeki ufaklığa, hor görülmüş, dışlanmış ufaklığa. Sonra birden yanında başka çocuk siluetleri belirdi, görüntüleri netleşti ve ben onların yoldaşlarım olduğunu gördüm. Aynı o ufaklık gibi kir ve yara içindeki bedenleriyle dimdik karşımda duruyorlardı. "Hiçbir büyük tahtta kalmayacak." Gök gürledi, çocuklar beklentiyle gözümün içine bakmaya devam etti. Ve ben panzehir içer gibi içtiğim ant için tek bir an bile pişman olmadım. ----