"Hayatta iki tür insan vardır bana göre:
Doğuştan şanslılar ve benim gibi doğuştan şanssızlar."
Efsun, doğduğu şehre taşınana dek şanssız olduğunu düşünüyordu. Oysa şu an tam anlamıyla dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünüyor.
Mert, ikizi Efsun'un başına gelenlerden kendi kumar sorununu tutuyor.
Selin, ünlü bir iş adamı olan babasının gayrımeşru oğlu Teoman'ın onlardan intikam almak için geleceğini biliyor. Ve korkuyor.
Serra, babası Erdal Mavi'nin ona ve annesine yaptıklarına rağmen içinde bir şey babasını affettiğini söylüyor.
Teoman, içindeki öfkeyi yenmeyi her şeyden çok istiyor. Ve Doğu Rüzgarı gibi dünyayı yıkmaya geliyor.
Raphael, her şeyin bir oyun olduğunu düşünüyor ve zevk almaya bakıyor. Sonunda ölüm olduğunu bilmeden.
Hey sen, evet sen sevgili okur, bu kitabın okunmaya değer olup olmadığını merak ediyorsun. Diğerlerinin aksine şanslısın, bu hikaye bizim hikayemiz. Burada mutlu sonlar yok.
Eylül, çocukluktan beri anlaşamadığı ve sorunlar yaşadığı Yavuz ile yıllar ne kadar geçerse geçsin hâlâ anlaşamaz. Sürekli başını belaya sokarak nezarethaneye giren Eylül'ü her seferinde polis olan çocukluk arkadaşı Yavuz kurtarır.
Eylül; Senin benimle derdin ne?
Eylül; Polis olmana mı güveniyorsun sen be?!
Eylül; Beni sinir etme Yavuz
Yavuz; Birincisi her adım attığın yerde değilim sen polislerin olduğu yerlerde çok sorun çıkarıyorsun
Yavuz; İkincisi mesleğimin arkasına sığınacak biri değilim Eylül
Yavuz; Başını beladan kurtarabildiğimiz mi var kızım?
***
01.05.2025
#1 polis 06.05.2025