Kapının yanında kafasını hafif yana eğmiş bir şekilde bana bakıyordu. Onu fark etmemiş gibi yapıp yanından geçmeyi düşünüyordum. Bir iki adım atıp ilerlemeye başladığımda nefes alıp verişim de hızlanmaya başlamıştı. Gözlerim kararıyor, her şey bulanıklaşıyordu. Attığım her adımda, onun etki alanına giriyormuşçasına kendimi savunmasız hissediyordum. Dünya dönmeyi bırakmış, zaman artık akmıyormuş gibiydi. Sadece o ve ben bir boşluktaymışız gibi hareketlerim yavaşlıyordu. Onunla birlikte, düşüncelerim de matlaşmıştı. Düşünceler ve hisler karmaşası yaşarken, aramızdaki mesafenin iki üç adım kadar kısıtlandığını fark ettim...