-Sen sonraki yıldız tanrıçası seçildin. Sızlayan kollarımı birbirine bağladım ve sırtımı buz gibi olan ekru duvara yaslayarak kafamda dönen cümlelerden birini hızlıca sordum: -Peki bunu kabul edeceğimi nereden çıkardın? Ayrıca neden beni seçtiklerinide atlamamak lazım... Yine umursamaz bir tavırla konuştu -Çünkü 7 dilek en başından beri sendeydi- Böyle durdukça daha da sızlayan kollarımı çözdüm ve artık soğuktan hissetmediğim sırtımı duvardan çektim bu sırada karşımdaki kendini kitap diye tanıtan ayrıca siması çokta tanıdık gelen adamın sözünü kestim: -7 dilek? Bana doğru büyük bir adım attı ve bir anda ciddileşti -7 dileği biliyor musun Lucy? Onu bu sefer pür dikkat izlemeye başlamıştım. Çünkü; söylediği veya söyleyeceği şeyler ilginçleşmeye başlamıştı -Hayır sadece küçükken annem bir kişiyle konuşurken bundan bahsetmişti. Gözlerini kıstı -7 dilek; 7 tane prensesin belirli bir kişiye verdikleri küçük güçlerdir. Şimdiye kadar hep yıldız tanrıçalarına verilmişti. Bu yıldız tanrıçasınında bir kızı vardı ama... Gözlerimi kocaman açarak ona baktım -Öldü mü? Kafasını hafifçe aşağı eğerek bana baktı -Ne? Hayır, o sadece seçilmedi. Oysa ki tahta çıkmaya hazırdı. Neden olduğunu bilmiyordum ama ona yavaş yavaş güveniyordum -Neden onun seçilmediğini biliyor musun peki? Göz odağını kafasını sola çevirerek bozdu -Kimse ne olduğunu bilmese de...Evet... -------------------------------------------------------- Bu hikâyeyi Fairy Tail'ı izlemeyen biri de okuyabilir:))All Rights Reserved