Genç kız korkuyla titredi.
Kollarını yavaşça çocuğun iyice beyazlaşmış boynuna doladı ve bunun karşılığında sevgilisi'nin şefkat dolu kollarını ona sarmasını bekledi.
Saniyeler sahnedeki yerini dakikalara, dakikalar sahnedeki yerini saatlere bıraktığında Aedra sıcak nefesini çocuğun omzuna bıraktı. Soğumaya başlayan bedeninin soğumasını havaya bağladı. Soğuktu. Kar yağıyordu. Hemde çok.
İlk saat dolduğunda net bir şekilde artık çocuğu taşır duruma gelmişti. Kendinde güç aradı. Onu yere bırakıp dudakları daha fazla soğumadan son bir kez onu öpebilir miydi? Öpebilirdi elbet. Bunu kaldırabilir miydi? Hayır. Kesinlikle hayır.
Titrek hareketler ile geri çekilirken kendi kendine mırıldanıyordu.
"Sorun değil sevgilim. Uyumaya devam et. Seni eve götüreceğim. Isınman için her şeyi yapacağım. Dudakların sevdiğim o renge geri dönene kadar öpeceğim. Kokunu ruhumun bir parçası yapacağım. Gözlerinin her bir çizgisini ezberleyeceğim. Uzanmaktan nefret etsem de seni eğmek yerine çenene uzanıp öpücüklerimi bahşedeceğim. Kucağına sokulup gözlerimi yumacağım ve göz yaşlarımın ruhuna can katmasını bekleyeceğim. " Aaron bunları duysa büyük ihtimalle hafifçe kıkırdayarak elini gelişi güzel kızın saçlarına dolar, başını yaklaştırıp kokusunu içine çeker, dudaklarını kızı ürpertecek derecede yavaş ve nazikçe kokusunu aldığı yeri öperdi.
Aynı kopardığı çiçeğin yerine yenisini eken bir çocuk gibi. Çiçeğinden vazgeçmez, diğer çiçeklerin ortasında da bir boşluk istemezdi. Dokunduğu, kırdığı, döktüğü her yeri eskisi gibi yapmadan oradan ayrılmazdı.