"Hey bekle dur lütfen!" Kız genç adamın bağırmasına ve arkasından koşturmasına aldırmadan hızını düşürmeden yürümeye devam etti. "Sadece adını öğrenmek istiyorum!" Daha da hızlandı ve köşeyi hızlıca döndü. Niye böyle davrandığına anlam veremedi ama ismini öğrenmesi gerekiyordu, içinde çok derinlerde bir şey bir daha onu hiç göremeyeceğini söylüyordu. Bunu düşününce irkildi, korktu. Daha da hızlı koşmaya başladı ve var gücümle bağırdı. "Neden durmuyorsun?! Sadece tanışmak istiyorum! EN AZINDAN ADINI SÖYLE!" O sesin kendinden çıktığına inanamamıştı bile ama bu kızı durdurdu. Yavaş yavaş arkasına döndü. Kız kaşlarını çatmış, dudaklarını birbirine bastırıyordu. İkisi de nefes nefeseydi. Adam kıza umutla ve hayranlıkla bakıyordu. Gözlerini hala görememişti. Bu siyah gecede bile o siyah gözlüklerini takıyordu. 1 dakikalık kadar bir bakışmadan sonra dudaklarını birbirinden ayırdı ve adamın hayran kaldığı sesi tekrar kulaklarına doldu. "Theia!" Arkasını aniden döndü. Giderken saçları savruldu. Kafasında yankılanan tek sözcükle yanlız bıraktı onu ve karanlıkta kayboldu. Theia... Mor saçlı kız... Ondan kaçmak için elinden geleni yapmıştı, ama Niall ona gerişi olmaz bir şekilde aşık olmuştu bile...