Kaderin bize sunduğu yolda herkes gibi bende ilerliyordum, ileride beni neyin beklediğini bilmeden ve geleceğimde ne olabileceğini tahmin edemeden. Kimse bilmiyordu ki, bilemezdi de ne olacağını. Herkesin farklı ve bambaşka hayatları vardı. Bu hayatlarda yaşarken de hep o anımızı düşünüyorduk. Gelecek aklımıza bile gelmiyordu. Neler olabileceğini kestiremiyorduk...
Her şeyi sıradan olan bir kızım ben. Adım Nehir, Nehir Altay. Hayattaki tek varlığım annem ve tabi bir de o kocaman gözlü kız. Yazel..
"O gün anlatmaya, yüzleşmeye çalıştığın şey, benim her şeyime mâl oldu. Dünyamı alt üst etti. Bunu ilk bana anlatmalıydın ona değil. O küçüçük bedeniyle bunu kaldıramazdı, sende biliyordun. Neden yaptın ? Ha neden ?"...
Çırpınıyordu ama artık çırpınışları bir işe yarayamazdı. Çünkü her şey için artık çok geçti..
***
Bu bir kızın; acı dolu, zorluklarla geçmiş ve hâla da zorluklarla devam eden hayatının hikâyesi. En kötüsü ise bu kızın asla böyle bir yaşamı hak etmemesi. Kendisi hayatını düzene sokup, kaderini değiştirmek isterken, onun kaderi çoktan değişmişti bile..
İşte bu onların hikayesi ; Nehir, Yazel, Ekin, Deniz, Semih ve daha nicelerinin.
Nehir her şeye rağmen hayatını düzene sokup, ona mutluluğu yaşatabilecek birine, kalbindeki sevgiyi verebilecek miydi ? Bilmiyordu.
Kaderi onu bir sonuca ulaştıracak mıydı yoksa iyice çıkmaza mı sürükleyecekti ? Bilmiyordu.
Bildiği tek şey vardı, o da her şeyin göründüğü gibi olmadığıydı...
Çok sevdiği kadını düğün günü sırf bir görev uğruna nikah masasında terk etmek zorunda kalan Yüzbaşı Araz Vural...
Ve düğün gününde terk edilmenin acısını yıllarca içinde yaşayan onu asla affetmiceğine yemin eden Binbaşı Safir yaman...