Beynimin her bir hücresi bana ihanet eder gibiydi. Öğrendiklerim düşüncelerimin ırzına geçiyordu ve aklım fikrim yaklaşık 4 saat önce duyduğum cümlelerdeydi. Gram uyku girmeyen gözlerimi kapatıp sigaramın son demini içime çektim. Duman benden uzaklaşırken düşüncelerim tek milim kıpırdamıyordu yerinden. Buraya attığım ilk adım zihnime doldu. Hedeflerimin tamamıyla üstü çizilmişken, onları tekrardan tükenmez kalemle yazmaya çalışıyordum şimdi. Ama o defter öyle karaydı ki, ne hedef kalmıştı, ne defterde tek bir beyazlık. Maskelerimiz takılmıştı yüzlerimize. Oyunlarımız ve rollerimiz belliydi. O maske çıkarılamaz bir biçimde vücudumuzla, zihnimizle bütünleştirilmişti. Ölüydük dış dünya için. Ama içeride hayat da var sanıyorduk. Ki artık sanılarımız anlamını yitirmişti ve gerçeklikle örtülü hayalgücümün üzerindeki tozlu çarşaf yavaş yavaş sıyrılıyordu. Salaktık. Oyunları anlayamayacak kadar salaktık.All Rights Reserved
1 part