Ne ara sevdim ben bu adamı? Ne ara ona ağlayacak kadar baglandım? Neden bu küçük kızın kalbini yerle bir etti? Ben eski ben değildim. Hep gülen, insanları espirisinden bunaltan o Azra yoktu artık.Biliyordum.
Sağolsun, bütün grup, Ayaz hariç eve gelmişlerdi. Onun gelmemesi az da olsa üzmüştü yine beni.
İçimdeki kız çocuğu şuan pencereden gelişini bekliyordu onun. Geldiği zaman sımsıkı sarılacaktı ona. "İyiki Geldin.." diyecekti.
Beni darmadağın etmişti. Şimdi ise yoktu. Ah, bunu zaten ben istememiş miydim? Kendi ellerimle itmiştim onu.
Ne kadar uzak, o kadar iyiydi aslında benim için. Çünkü bir an kendimi tutamayacak "Seviyorum seni adam!" Diyecektim. O dalga geçecekti..Gülecekti. Belki ciddiye bile almazdı dimi beni?....
*****
"Hayatın siyahken, mavi hayaller kuramazsın."
**
Dudaklarıma bir buse kondururken "seni seviyorum,ama biraz acı cekmen gerekiyor"
Ben iki yıldır acı çekiyorum,bu ne ki? Boxerini çıkarırken onu izliyordum. Bir yere gelince utanman da kalmıyordu bu adamın yanında. Alışık olduğum şeylerdi. Bir adamın sevmediğin halde her zerresini biliyorsanız buna bir bok denmezdi!
Kalın ve damarlı penisini çıkarıp birkaç defa okşadı. Bunu yaparken gözlerimin içine bakıyordu.
"Hazır mısın?"
Hazır mıyım? Ben çocuk doğurmaya hazır değilim. Ben anne olmaya hazır değilim. Lanet olası hapı yanıma almamıştım! Ayrıca aklıma nereden gelebilirdi ki dağ başında kocamla sevişeceğimiz?
Erkekliğini girişime yerleştirirken birden içime itti. "Ahh!" Tırnaklarımı kollarına geçirdim. İçimde hareket etmeye başladı. Bacaklarımı beline doladım, topuklarım kalçalarına değiyordu. Omuzlarına sıkıca tutundum. Terden ıslanmış Saçlarımı gözümün önüne düşerken tek eliyle geriye attı.
"Kartal!"
"Sikeyim! Seni o kadar özlemişim ki!"
"Ahh! Yavaşla!"
"Hayır bebeğim,bu gece sadece benim istediğim olacak"
Omuzlarına tırnaklarımı geçirirken odadaki tek ses tenin,tene çarpma sesleri,ve kısılan sesimden çıkan inlemelerimdi. Sonuna kadar soktuğu aletiyle hayalarının kadınlığıma çarptığını hissedebiliyordum.