Telefona bakıyomuş gibi yapıp omzuna çarptım. "Yuh ayı!" Diye bağırdım. Çünkü cidden omzum çürümüştü. "Sensin ayı! Omzum çürüdü! Kaslarım eridi! Ben bunları yapmaya kaç sene uğraştım sen biliyo musun??!!" Dedi. Gözlerimi kısıp iyice dibine girdim. Evet maviydi gözleri. Sarıydı saçları. Öhöm öhöm! "Bana bak çocuk! Senin kasların umrumda de-ğil! Aaaayrıca da sen ayılıpından benim omzumu hissetmemişsindir bile! Orangutan çakması! Muşmula surat! Terbiye yoksunu! Pislik fazlalığı! İğrençlik abidesi!" Tabii bunların hepsini derken içimden tövbeler ediyordum. Kahkaha atıp aramızda 2 cm bıraktı. Benim gibi gözlerini kıstı. -hayır tatlı değil- "Zaten çirkinsin, yalandan da çarpılma is-ter-sen!" Dedi. "Sanane benim çirkinliğimden güzelliğimden! Sanane!" Diyip uzaklaşıcaktım ki bileğimi tutup kaçmaya çabalasam da kendine çevirdi. "Bu sitede yaşıyosan başın dertte güzelim! Benden kurtulamazsın!" Yutkunup kolumu çektim. Hızla çıkışa gittim. "Koş koş anca kaçarsın!" Dediğinde yüzüm kıpkırmızı oldu. Koşarak ona doğru gittim. Bileğinden tüm gücümle tutup tam yanımızdaki havuza fırlatmaya çalıştım. Havuzun dibindeyken gram oynamayınca sırtına yaslanıp ittirdim. Tabi o pislik düşerken beni de tuttuğu için bende havuza düştüm. Yüzme bilmediğim ve boyumun havuzdan 10 cm kısa olduğunu varsayarsak ne olur? Boğulurum!All Rights Reserved