SON DANS |BASILI ESER|
  • LETTURE 977,968
  • Voti 1,248
  • Parti 2
  • LETTURE 977,968
  • Voti 1,248
  • Parti 2
Completa, pubblicata il ago 06, 2016
Aykut -- Kılıcıydı hikayenin.. 
        
        Yetmişlik rakının kapağını açtığım gibi uzun, ince bardağa doldurdum. İçine beş tane buz attığımda rengi açılıp, beyazlamaya başlamış, sek halinden kurtulmuştu. Hayatta böyleydi. Sek, masum gelirdin dünyaya. Sonra su ve buz katılırdı içine, hayatını bulandıracak insanlar ve olaylar aynı şeydi. Fondiplersen çabuk çarpılırdın, aynı hızlı yaşarsan çabuk ölmek gibi. Yavaş içersen, tadını alırsın. Hayatın tadına bakar gibi. Meze ile içilirse acısı azalır rakının, aynı dostların olduğunda acılarının azaldığı gibi. Hayat bazen rakı gibidir, ileriye gidersen çarpar. Çok içersen, alışkanlık yapardı bünyede. Ama hep etkisi vardır insanda. Kimisinin sevdiğini getirir masaya, akıllara. Kimisinin sevdiğini unutturur, vurdurur dalgaya. İllegal işleri gizlemek için ya bağış yapardın ya da okul. Ben hem bağış hem de okul yaptırmıştım. Şimdi kontrol zamanıydı ve asıl zaman geldiğinde o okul çok işime yarayacaktı.
        
         ❤♡
        
         Eyrem -- Kelebekti bu hikayede.. 
        
        Hayat böyleydi. Hangi gelen gitmemişti ki? Önce babam beni bırakmıştı. Minicik ellerim ile tutunmuştum hayata. Kızını okula getiren, parkta minik bebeğini sallayan ve çocuğu ağladığında saçlarını okşayıp, varlığını gösteren babalara ve kızlara hep özenmiştim. Ben eksiktim, eksik kalmıştım. Sonra annem bırakmıştı beni. Diğer kızlar anneleri ile gezerken ben annemi hastaneye götürüyordum. Başkaları annesine sarıldığında, ben anneme yaklaşamıyordum. Ben hep yarımdım, yarım kalmıştım. Şimdi ise ailem olan iki insanı kaybediyordum. Ben bitmiştim, eksik yarım hallerim bile son bulmuş, yalnızlığa gömülmüştüm. 
        
     MÜPTELA YAYINLARI TARAFINDAN BASILI ESER HALİNE GETİRİLMİŞTİR.
Tutti i diritti riservati
Iscriviti per aggiungere SON DANS |BASILI ESER| alla tua libreria e ricevere aggiornamenti
or
#334üzüntü
Linee guida sui contenuti
Potrebbe anche piacerti
Bir Damla Aşk ("AŞK'ın Yolu Bir" Serisi #2) di AslimAk
1 parte Completa
Karşısındaki adamın gözlerinin içine baktı onu anlamaya çalışarak; ama bir türlü başaramıyordu bunu. Anlayamıyordu işte onu... "Unut gitsin," dedi belki de bininci kez. Demesi kolaydı aslında, kendisi için uygulaması imkânsızdı işte. Genç adama unut diyordu ama kendisi nasıl unutacaktı bilmiyordu genç kız. İlk aşkını, ilk erkeğini ve hatta... Aklına gelenle gözlerini acı içerisinde yumdu. Her şey çok güzel olabilirdi oysa. Mutlu olabilirlerdi; eğer sevdiği kadar sevilseydi! "Unutamayacağımı biliyorsun! Benimle evlenmeni istiyorum,'' dedi adam. Sesi hiç olmadığı kadar kararlı çıkıyordu bu sefer. Mavi gözlerini tekrar adamın yakışıklı çehresine dikti. Neden ısrar ediyordu ki sanki bu kadar? Sevmediği ve hiçbir zamanda arkadaşça duygulardan fazlasını beslemeyeceği bir kızla neden evlenmek istiyordu? Sırf o sebep yüzündense, evlenmeden de halledilebilirlerdi o sorunu. "Evlenmeyeceğim!" Oturduğu yerden hızla kalkarak çantasını eline aldı. "Seninle olmakla büyük bir hata yaptım, evet haklısın; ama bundan daha da büyük bir hata yaparak, sırf vicdanını rahatlatmak isteyen bir adamla evlenmeyeceğim. Kalbinde bana karşı bir damla aşk bulunmayan bir adamla evlenmeyeceğim.." Bu son sözlerinden sonra hızlı adımlarla ayrıldı kafeden genç kız. Daha genç adama sırtını döner dönmez, süzülmeye başlamıştı inci taneleri yanaklarından. Elinde değildi... Çok seviyordu. Her şeyden çok; ama olmazdı... Onun başkasını sevdiğini bilirken onunla evlenemezdi.
LÜZUMSUZ SAVAŞ (3) di sezgisalman
38 parti Completa
Bir iddiayla başlayan savaş, şu hayatta mümkünatı olmayan her şeyi mümkün kılabilir miydi? Yalçın Saral, Türkiye'nin, hatta Ortadoğu ve Balkanların en iyi senaristlerinden biriydi. Yazdığı o aşk sahneleriyle insanların aklını başından alır, bunun ekmeğini de sevimli kadınlarla yemeyi severdi. Zaman içinde aşka olan inancını kaybetmiş, o duygunun yokluğundan da pek etkilenmemeye başlamıştı. Ta ki o düğünde Nurdan'la karşılayınca dek! İlk savaşı başlatan kendisi olmuştu. Nurdan Özkan, Türkiye'nin ya da Ortadoğu'nun, veyahut Balkanların en iyilerinden biri değildi, kendince. Oysa ki çok ünlü bir blogu, makyaj videosu çektiği, orta halli takipçileri bulunan bir Instagram hesabı vardı. Henüz okulu bitmemişti ve bunun için pek de çaba sarf ettiği söylenemezdi. Düzensiz bir iş hayatıyla ve fıkra gibi birleştikleri ev arkadaşlarıyla kendi halinde yaşıyordu. Ta ki o düğüne gidip zaten altüst olan hayatını, iyice altüst hale getirene kadar kendi halinde yaşıyordu. Birbirlerinden farklı iki kişinin hayatı bu düğünde kesiştiğinde, aralarında patlak verecek olan güç savaşı kaçınılmaz olmuştu. Tutkunun savaşının en derin ve en güzel halini tenlerinde sorunsuzca yaşarken; gerçek hayattaki savaşları onları hep bir çıkmaza sürükledi. Kıskançlıklar, çekememezlikler, itirazlar, fikir ayrılıkları onlara aşmaları gereken bir sürü engebe sundu. Hayattaki en klişe ama onlar için en beklenmedik sayılan sürprizle yüz yüze geldiklerinde, ya bu savaştan ikisi de galip çıkacaktı ya da ikisi de yenik çıkacaktı. Peki onlar ne mi yaptı? Sadece lüzumsuz bir savaşın içinde debelenip durdular.
GECENİN İZİ di hisssizyazar
28 parti In corso
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  di mezopotamyali_yazar
51 parti In corso
Evin ise yediği tokatın şiddetiyle yere düşmüştü. Dudağının kenarı yeni bir darbe alırkende Kazım Ağa saçlarından koparırcasına tutup Evin'i kaldırmıştı. Nefret dolu gözlerle de Evin'in gözlerinin içine bakmıştı. Evin onun düşmanıymışcasına ... Ki Evin, Kazım Ağa'nın düşmanı olmuştu da . Amcaoğlu Armanç kızı Berze'yi kaçırdığı için . Bu da ister istemez Kazım Ağa'nın dahada çok öfkelenmesine neden oluyordu. Evin'e ise bedel ödemek düşüyordu ... Kazım Ağa karşısında olan genç kızın yeğeni olduğunu unutarak ona düşman gözüyle bakıyordu. Saçlarından sürükleye sürükleye ... Evin ise daha fazla dayanamayıp küçük bir kız çocuğu misali sesli bir şekilde ağlamaya başlamıştı . Babası ve abisi saçlarını okşamaya bile kıyamazdı . Peki ya karşısındaki adam ??? O işte tam tersiydi ... Öz be öz dayısı olan Kazım Ağa hiç acımadan Amed sokaklarında saçlarından sürüklüyordu . Zagros konağına götürmek için... Evin'in , Zagros konağına gitmemek için yere düşüp yaralanmalarını umursamadan . Zagros konağının önüne gelmeleriylede Kazım Ağa , Evin'i bir paçavra misali avluya atmıştı. Evin'in bedeni soğuk zeminle buluşurkende yüzüne daha fazla darbe almamak için avuç içlerinden güç almıştı. Gözlerine iki çift siyah kunduranın belirmesiylede Evin yavaşça başını kaldırmıştı . Gördüğü iki çift gözlede utançla başını eğmişti . Amed Zagros... Kazım Ağa onu Amed'in ayaklarının önüne atmıştı. "" Armanç iti Berze'yi kaçırmış !!!"" Dedi Kazım Ağa . "" Berze'ye karşılık Evin !!!"" Dedi nefretle . KİTAP YAYINLAMA=21 TEMMUZ 2023 WATTPAD PLATFORMUNDA YAZILAN AMED'İN MEZOPOTAMYASI ADLI İLK VE TEK KİTAP!!!
Potrebbe anche piacerti
Slide 1 of 10
Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem) cover
SEKRETER cover
Bir Damla Aşk ("AŞK'ın Yolu Bir" Serisi #2) cover
Hindiba Gökyüzü cover
"YAĞMUR KOKUM" -TAMAMLANDI- cover
LÜZUMSUZ SAVAŞ (3) cover
Hapisteki Emanet (KARADENİZ SERİSİ-I) cover
GECENİN İZİ cover
AMED'İN MEZOPOTAMYASI  cover
Kara Gül  cover

Türk'ün Kızı (Gerçek Ailem)

58 parti In corso

Klâsik gerçek aile kurgusuna benzer ama daha olası bir kurgudur; Kızımız eski ailesinden gördüğü baskılar sonucu 18 yaşında ayrı bir eve taşınır oradaki komşusunun mesleğine olan aşkından asker olmak ister... Peki bir gün sırf kızı istedi diye ziyarette gittiği hastanede gerçek ailesini bulursa? Gerçek ailesindeki abileri onu istemez ise? İkizi ondan uzak dursa? Kardeşleri ondan korkarsa?... Asena eski ismiyle cemre ben Asena ismini ve soyadını veren bir manevi babam var. Onun sayesinde asker oldum. Şuanda onun öğrencisi olarak hayatıma devam ediyorum... Ben yüzbaşı Asena GÜÇLÜ olduğum için gurur duyuyorum kendimle.