Ben hayatımın en kötü hatasını işledim. Büyük bir yanlışı sevip onda aşkı yaşamak istedim. Ne yapma diyen yalvarışları gördü gözüm, ne de ondan başkasını. Bir hayaldi gözlerime bakması, bana gülümsemesi, elimi tutması... Bir melek vardı gözlerimin önünde. Kör etmişti kokusu... Göremez oldum yapılanları, çalınan hayallerimi, içimden acımasızca söküp atılan çocuksu ruhumu... Elime verilen hayallerimin misliyle geri alınmasıyla açılan gözlerimdeki perde, birazdan üşümemem için üstüme örtülecek. Pişmanlık mı? Hayır, hayır hayır... Sen pişman olamazsın. Çünkü sen, pişmanlığın ta kendisisin. Kalbi buz kesmiş, içi onu beklentisiz sevenlere karşı anlamsızca nefretle doldurulmuş birisin. Sen içine düşüldüğünde kurtuluşu olmayan, dipsiz bir kuyu misali yaşayan hayalin; bense senin gölgenin ardına saklanan hiçliğin somutlaşmış haliyim. Her şeye rağmen sana olan sonsuz sevgim ve bağlılığımla bu çıkılması imkansız dipsiz kuyudan kurtulacağım. Yoğun düşüncelerin sonucunda, bir çıkış yolu bulabildim sonunda. Bunlar sana son sözlerim. Umarım kendine yeni bir eğlence bulabilirsin. Aksi takdirde beni bir ömür boyunca arayabilirsin. Benden aldıklarınla mutlu olman dileğiyle, hoşça kal dipsiz kuyu...
OYUNCAK
Gerçek ailem kurgusu!!!
Hep iyi kız tarafından okuduk hikayeleri. Kız iyi niyetiyle yaklaşır ancak ailesi hep ona karşı kötüdür. Karıştırıldığı kız kaldığı ailede travmalar bırakmıştır ve asla sevilmez. Ana karakter kız da bu önyargıları kırmak için çabalar.
Şimdi hikayeyi biraz tersine çevirsek? Kötü sandığımız o kızın gerçek ailesini bulmasını okusak?
Simay Naz Akgül sandığınız o kötü kız. Bu da onun hikayesi.
🤍
"Yaptığın son şey seni bizden kopardı. Her şeyinle seni kabul etmeye çalıştım ama olmadı! Durmadın, her seferinde daha fazla canımızı yaktın!" diye bağırdı annem. Gerçi artık annem değildi değil mi?
"Ben kısasa kısas yaptım hep! Çocukların bana nasıl geldiyse onlara öyle gittim!" Anlamıyordu. Onların yaptıklarına karşı üç maymunu oynuyorlardı.
"Bu yüzden öz kardeşimizi istiyoruz!" Daha fazla izleyici kalmak istemeyen Çınar annemle arama girdiğinde bakışlarım onu buldu. Öz aileme beni kötülemişti değil mi? Bu yüzden rahattı. "Eşyalarını aldın, defol artık evimizden!"
🤍
"Alışkın olmayabilirsin ancak zamanla alışacaksın." dedi arabayı durdurduğunda. Hemen önünde durduğumuz sarı renkli duvarlara sahip evi gösterdi. "Evine hoş geldin kızım."
"Kızım diyorsunuz," dedim evden gözlerimi çekmeden. Ona benim hakkımda hiçbir şey anlatmamışlar mıydı? Nasıl bu kadar içten ve samimiydi bana karşı?
"Başka ne diyeceğim?" dedi şaşkınlıkla. "Kızımsın sen benim."
"Benim hakkımda size anlattıkları şeyleri biliyorum," bakışlarım ona döndüğünde göz göze geldik. "Bana nasıl güveniyorsunuz?"
"Güvenmiyorum." dedi açıkça. "Ancak güvenmek istiyorum. Bu yüzden söylenen her şeye kulak tıkadım ve seni buraya getirdim."