Bir ses çalındı adamın kulaklarına, bir kuşu avuçlarında tutmak isterken zarar vermekten korkarcaksına gevşekçe sarılan, dokunmaya kıyamayan ama bırakamayacak kadar bencil bir ses...
Alçak bir perdeden, dupduru bir ses...
İnsanı içine hapseden ancak bunu yapmaya korkarcaksına ürkek...
Bir ses çalındı adamın kulaklarına, meraklandıran, öfkelendiren, her bir harfte her bir hecede kuşların cıvıltısını, denizin dalgasını, sonbahar yapraklarının hışırtısını kıskandıran bir ses...
Sokaktan geçen herkes işitti, bankta telefonuyla oynayan genç, az ilerde yerde mendil satan çocuk, arabayla kırmızı ışığa takılan bir aile, kaldırımlar, duvarlar, ağaçlar, çiçekler, böcekler, etrafta ne varsa işitti.
Bir ses çalındı adamın kulaklarına; adam duydu.
Adam dinledi.
Adam anladı.