İşte yine geliyor. Elinde bana ait olan bir soya sütlü filtre kahve ile cam kapılı ofise giriyor. Giydiği beyaz gömleği ve siyah dar kotu pek trend değil ama üstüne tam uymuş. Kahvemi masama koyduktan sonra sevimli bir gülümseme gönderip pozitif enerjisini yayıyor. "Buyrun bayan Grande. Soya sütlü grande filtre kahveniz." Bu saçma espirisinden sonra ona ters bir bakış atıyorum. Karton kahve bardağının kapağını açıp içine bakıyorum. "Çilek şurubu kokusu alamıyorum." Kelimeler ağzımdan o kadar sert çıkıyor ki aşık olunası gülümsemesi birden bire şaşkın bir ifadeyle yer değiştiriyor. "Çilek şurubu istememiştiniz, efendim" Sesinin titreyişiyle ürperiyorum. O kadar güzel bir tonu var ki; ipek gibi adeta. "O halde soya sütlü grande boy filtre kahve istiyorum. Ah bu sefer çilek şurubunu unutma." Masamın üstündeki karton kahve bardağını gözlerimle işaret edip devam ediyorum. "İstersen bunu içebilirsin, maaşından kesilecek." Onu büyük bir hüsranla odamdan gönderiyorum. Hayalleri yıkılmış bir kahveci çocuk olmanın onun kariyeri için büyük bir adım olduğunu düşündüğüne eminim. *Grande terimi orta boy kahvelerde kullanılıyor. Asıl kızımızın soyadı da Grande. Harry de bir espiri yapıyor. 13Ağustos2016-taslakAll Rights Reserved