Gökten üç ayva düştü; üçü de benim başıma düştü. Birini tuza batırdım, birini şekere bandırdım, birini İnanç'a fırlattım. Böylece başladı hikâyem, elmayı değil ayvayı yiyerek!
Rengârenk olan sadece binalar değildi bu sokakta.. Bir o kadar renkli hayatlar, cumbalı evlerin çatıları altında. Şehr-i İSTANBUL'un güzel semtlerinden birinde ki sokak Dulkadınlar'da, sokağın sonunda ki üçüncü evden girerken danalar bostana, kovar bostancı danayı yemesin diye lahanayı, yükselirken ninni sesleri, oturdum camın kenarına bana el sallayan yıldızlara bakmaya. Hayallerden hülyalara, hülyalardan rüyalara dalarken daha fazla buna dayanamayan mavi çaydanlık büyük bir isyanla başladı fokurdamaya..
- On üç yaş ve üzeri ' delilik sendromu baş gösteren ' okur kitlesi. -
Hayaller- İthaf; Gabriel Garcia Marquez, Franz Kafka ve..
Hayatlar- İthaf; Platonik aşıklara, sabahları hala annesinin çimdiğiyle uyananlara, son otobüsü de kaçırıp durağı yakanlara, eyeliner çekme özürlülerine, şıpsevdilere, aşktan başı dönenlere, ilk randevusu hamburgerci de olanlara, mahalle kültürüyle büyüyenlere, evde kalmışlara, kendi turşusunu kendi kuranlara ve herşeye rağmen hayatındaki küçük mucizelere tutunanlara..
Bolca +18 sahne ve biraz şiddet olacak arkadaşlar ona göre okursanız sevinirim
"Bana attığın o tokat'ın karşılığı olmayacak mı sandın hemde tüm sınıfın olduğu bir partide...?
Alin'in gözyaşları yüzünden şelale gibi akıyor bir tanesi inmeden diğer gözyaşı onu yetişiyordu
"Boşuna ağlama ben senin annenin ameliyat masraflarını ve 1 senelik yurt dışı masraflarını karşılayacağım babanla birlikte orda rahat olacaklar sende bunun karşılığında 1 sene ben ne dersem onu yapacaksın altıma gir desem girecek her isteğimi yerine getireceksin ve emin ol yatakta hiç nazik değilimdir" pis pis sırıtır
Alin karşısında ki adama nefretle bakar bu bir sene nasıl geçecekti...