GECENİN IŞIĞI
  • Reads 15,443,247
  • Votes 404,496
  • Parts 143
  • Reads 15,443,247
  • Votes 404,496
  • Parts 143
Complete, First published Aug 21, 2016
Genel Kurgu #1

Bir adam düşünün, hayatının tüm dönemlerini karanlık işlerle geçiren ve geçmişinin izlerini hâlâ üzerinde taşıyan...

Bir de kadın düşünün, şu yaşına kadar sersefil büyüyen ve babasının hastalığı yüzünden yüklü bir miktarda paraya ihtiyacı olan...

Gece ve Işık. 

İsimleri birbirine tamamen zıt olan karakterlerinin ispatıydı. Adam gece kadar karanlık, kadın ise güzelliğiyle bir ışık gibi parlaktı. Kadının ihtiyacı olan paraydı. Bulmuştu. Yanında hayatının aşkıyla beraber. Peki sizi hiç tanımayan bir tefeci hiçbir kefil göstermediğiniz halde size neden istediğiniz parayı versin ki? İşte tüm gizem de burada başladı zaten. 

••

Bana hediye ettiği kolyenin klipsini aradım ama bulamadım. Kutunun içinde küçük de bir anahtar vardı. Ufacıktı. Anahtarın nereye gireceğini sonradan fark etmiştim. El ele tutuşan figürün ortasındaydı anahtar yuvası. 

"Kolyeyi takabilmen için ellerin ayrılması gerekiyor. Sadece bir seferlik ayrılsın o eller. Bir daha asla bu kolyeyi çıkarma ki ellerimiz ayrılmasın." 


Geleceği kimse bilemezdi. Neler yaşayacakları hiç belli değildi. Işık, Gece'nin ondan gizlediği büyük sırrını öğrendiğinde tüm hayatları değişecek ve bu sır Işık'ı zor bir karara itecekti. Onlar farkında olmadan birbirlerini yıpratacak ve güvenlerini kaybedecekti. Bu engeli aştıklarını düşündükleri anda, bir ölüm tüm hayatlarını değiştirecek ve onlar farkında olmadan kaçınılmaz sona sürüklenecekler... 

Bu sonu kendi elleriyle inşa etseler de bir şeyleri değiştirmek için hep çabaladılar. 

Bakalım çabaları işe yarayacak mı yoksa Gece ve Işık, isimleri gibi birbirlerinin zıddına mı sürüklenecekler? 


Kapak tasarımı: @dowofficial (rei-nia)


NOT: +18 Sahneler bulunur. Uyarıyı okuduğu halde kitaba başlayıp bu  sahnelerde saçma sapan yorum yapanlar tarafımdan engellenecektir.
All Rights Reserved
Table of contents
Sign up to add GECENİN IŞIĞI to your library and receive updates
or
#34wattpad
Content Guidelines
You may also like
ZAPT ET by Quwepwi
25 parts Ongoing
"Zapt et onu!" diye tüm şiddetiyle bağırdı Orhan. Yeşil gözlerinden ateş fışkırıyordu. Belki de onu hayatımda hiç görmediğim kadar kızgın görüyordum.Gözlerindeki öfke büyük bir taşkınlığa uğramıştı ve karanlıkta bir mum ışığı misali parlıyordu. Fakat durduramazdım o kadını, eğer önüne geçersem beni bile tanımayacaktı. Hatta özellikle beni tanımayacaktı. Üstelik ben merhamet edeceği son kişi bile değilken onun merhametine sığınamazdım. Söz konusu intikamsa içinde usul usul uyuttuğu canavar gözlerini açıp, asaletle, 'her şeyin hakimi benim' dercesine ayağa kalkınıyordu. Üstelik bu intikam hırsının güçlü bir nedeni vardı. Sebebi hayatım boyunca alabileceğim en büyük darbelerden biriydi. Nedeni en az onun kadar benim de canımı yakıyordu. Ama o bunu anlamıyordu. Kendi acısı için herkesin canını yakardı. Çığırından çıkıyorduk, ikimizde o kontrolü tamamen kaybedersek sonumuz uçurumdan başka bir şey değildi. O masum değildi ama bende suçlu sayılmazdım. O da suçlu değildi ama masumluk benim içinde geçerliliğini en başından yitirmişti. Biz bu savaşta ne masumduk ne de suçlu. Biz iki düşmandık ve ölümüne oynuyorduk. Seninle kanlı bıçaklı olmayalım demişti bir keresinde, oysa şu an ikimiz de çoktan bıçakları çekmiştik birbirimize. En kötüsü ise; gerektiğinde kanatmaktan çekinmiyorduk. Onu durdurmanın yolu kanatmaktan değil, yok etmekten geçiyordu... Aya Amirova'yı yok etmek demek ise gözü kapalı bir intihar çeşidiydi benim için. ༺༽♕༼༻ Sizden zorla oy ya da yorum istemiyorum. Emeğimin karşılığı neyse bana onu verin yalnızca:))
Uçsuz Bucaksız (THB-2) by redndyellow
57 parts Complete
Babasının ve annesinin yaşadığı aşkı sadece o döneme ait kılınmış, gerçeğe dönen bir masal gibi gören Rüzgar, aynı hislerin kendisinde vuku bulduğunu anladığı zaman 17 yaşındadır. Farklılıkları hep seven, tüm genç kızlarda gizemiyle merak ve yakışıklılığıyla hayranlık uyandıran, ketum, kafasındakileri insanlarla paylaşmayı hiç sevmeyen bir gençtir. Yetim doğan, annesinin sevgisizliğiyle büyümüş, ismi kadar narin bir kız olan Eva Çiçek, Devran ailesiyle tanıştığında, içlerinde en anlaşılmaz ve tahmin edilemeze aşık olacağını bilemezdi. Naif görüntüsüne zıt, hayatta birçok defa yere düşüp kalkmasını bilmiş, sarışın güzel genç adamın hayatına karışmasıyla yepyeni bir hayata başlar. Eva, Rüzgar Devran'ı aile içinde, arkadaşları arasında ve yalnızken olmak üzere 3 şekilde de tanımaya fırsatı olacak tek insan olduğunun bilincindeydi. Eva Çiçekle birlikte uçsuz bucaksız dünyalara yelken açacaktı Rüzgar Devran. Yelken yoktu, tekne de yoktu. İlk kural buydu, sınır koymamak ve ucu bucağı düşünmemekle başlıyordu. Farklı dünyalar, gerçek hayatla örtüşen replikler, ergenlikten uzak, ergenlik döneminde filizlenen olgun bir aşkı okumak isteyenler için. Tutkuyla Harmanlanmış Bedenler'deki Acar Devran ve Elvin Duru Devran'ın üçüz çocuklarından Rüzgar Devran'ın hikayesidir. Okumak için, THB okumanıza gerek yoktur. *** Kapak Tasarımı: petitefraises
GECENİN İZİ by hisssizyazar
33 parts Ongoing
Yağmur yağıyor, her yeri sel alıyordu. Sokaktaki insanlar ıslanmamak için oradan oraya koşuyor, trafik arabalar sayesinde tıkanıyordu. Şemsiyesi olan insanlar rahat bir şekilde yolda yürüyordu. Şemsiyesi olmayanlar ise şanssızdı. Yağmurdan ıslanmamak için korunacak yer arıyorlardı. Şemsiyesi olmayan, elinde kalın hukuk kitapları, üzerindeki deri ceketi ile rahatça yürüyordu İzem. Acelesi yoktu. Islanmayı seven biriydi. Küçükken babası onu sokağa attığında yağmurun altında kendi kendine eğlenir, biriken suların üzerine zıplardı. Uzun kahverengi saçları ıslanıp birbirine karışmıştı. Elindeki hukuk kitapları çantasına sığmadığı için elinde sımsıkı tutuyor, ıslanmamaları için boynundaki kahverengi atkıyı kitaplarına siper ediyordu. İzem Karasu. Üniversite son sınıf öğrencisiydi kendisi. Yirmi üç yaşında, geleceğinin hayallerini kuran ve başarılı bir savcı olmayı hedefleyen bir hukuk öğrencisiydi. Son yılının bitmesine ve mezun olmasına sadece aylar kalmıştı. Metro durağına inen yürüyen merdivenleri görene kadar normal hızda yürümeye devam etti. Yürüyen merdivenler gözüne çarpar çarpmaz adımlarını hızlandırdı. İzem dışarıdan çok sert görünürdü. Bakışları her zaman insanlara nefretle bakardı. Oysaki sıcakkanlı biriydi. Sevdiklerine karşı çocuksu olurdu. Merhametli ve sevecendi. Soğuk olduğu insanlara acımazdı. Metro durağına geldiğinde metro gelmişti bile. İnsanlar birbirlerini ittirerek metroya ulaşamaya çalışıyordu. Sanki birbirlerini itmeseler metroya binemeyecek gibi bir halleri vardı. .....
You may also like
Slide 1 of 20
ZAPT ET cover
GEÇMİŞİN SİLİNMEYEN İZLERİ  cover
Şekerli Vanilin|Texting cover
YAĞMURUN ALTINDA (TAMAMLANDI) cover
Lafügüzaf  cover
AYNI BIÇAĞIN SIRTINDA (+18) cover
ANA DİLİM AŞK 1-2 (TAMAMLANDI) cover
KIYAMETİ ZORLAMAK cover
HEMDEM cover
KALBİMİN KELEBEĞİ cover
Uçsuz Bucaksız (THB-2) cover
GECENİN İZİ cover
Siyah İnci cover
Kocamın Patronu (Tamamlandı) cover
IŞIKLARI SÖNDURSELER BİLE  cover
Günebakan Çiçeği cover
Parlement Gecesinde Son Tango  cover
LEYL (ELZEM) cover
DEMİR KALP  cover
İlahiler- Semerkand tv cover

ZAPT ET

25 parts Ongoing

"Zapt et onu!" diye tüm şiddetiyle bağırdı Orhan. Yeşil gözlerinden ateş fışkırıyordu. Belki de onu hayatımda hiç görmediğim kadar kızgın görüyordum.Gözlerindeki öfke büyük bir taşkınlığa uğramıştı ve karanlıkta bir mum ışığı misali parlıyordu. Fakat durduramazdım o kadını, eğer önüne geçersem beni bile tanımayacaktı. Hatta özellikle beni tanımayacaktı. Üstelik ben merhamet edeceği son kişi bile değilken onun merhametine sığınamazdım. Söz konusu intikamsa içinde usul usul uyuttuğu canavar gözlerini açıp, asaletle, 'her şeyin hakimi benim' dercesine ayağa kalkınıyordu. Üstelik bu intikam hırsının güçlü bir nedeni vardı. Sebebi hayatım boyunca alabileceğim en büyük darbelerden biriydi. Nedeni en az onun kadar benim de canımı yakıyordu. Ama o bunu anlamıyordu. Kendi acısı için herkesin canını yakardı. Çığırından çıkıyorduk, ikimizde o kontrolü tamamen kaybedersek sonumuz uçurumdan başka bir şey değildi. O masum değildi ama bende suçlu sayılmazdım. O da suçlu değildi ama masumluk benim içinde geçerliliğini en başından yitirmişti. Biz bu savaşta ne masumduk ne de suçlu. Biz iki düşmandık ve ölümüne oynuyorduk. Seninle kanlı bıçaklı olmayalım demişti bir keresinde, oysa şu an ikimiz de çoktan bıçakları çekmiştik birbirimize. En kötüsü ise; gerektiğinde kanatmaktan çekinmiyorduk. Onu durdurmanın yolu kanatmaktan değil, yok etmekten geçiyordu... Aya Amirova'yı yok etmek demek ise gözü kapalı bir intihar çeşidiydi benim için. ༺༽♕༼༻ Sizden zorla oy ya da yorum istemiyorum. Emeğimin karşılığı neyse bana onu verin yalnızca:))