Bir gün aynaya bakasım geldi. Geçtim aynanın karşısına tüm cesaretimi toplayarak. Yavaşça açtım gözlerimi, açtığım gibi kapattım.
Merdiven gibi bir göbek, selülitli araba tekeri büyüklüğünde iki adet bacak, çenemden aşağıya sarkan bir gıdık, elma yanaklar...
Geçen sene neredeyse taptığım fiziğimi bu halde görmek koymuştu. Ağlamamak için direnirken bu durumdan nasıl kurtulabilirim diye düşünmeye başladım.
Deli gibi zayıflamak istiyordum. Fakat bu gücü kendimde bulabilecek miydim ?
En önemlisi ise ; tüm bu hakaretlere ,kıyafet sorunlarına, üzülmelere, başımı utançtan öne eğmelere hazır mıydım ?
☆ Bu bir hikaye değil. Benim hayatım. Tüm gerçekleri ile. Acısıyla, tatlısıyla, berraklığıyla. Bu, bataklıkta oynanan bir oyundu. Ya bu bataklıktan çıkacaktım ya da sonsuza dek batacaktım...
-Kızımı al götür hem güzel hemde bakire
Ağzım açık ona bakarken yirmili yaşlarındaki adam yanındakine işaret verip beni aldılar evden çıkmadan önce o adamın borcun kapandı bir daha karşıma çıkma dediğini duydum.Beni siyah bir arabaya bindirdiler çığlık atıp yardım istiyordum o sırada adam arabaya binip çenemden sertçe tutup yüzüme tokat yapıştırmıştı
-Kes sesini o ağzını bir daha aç bakalım ne oluyor!!
Kafamı cama döndürüp sessizce ağlamaya başladım gözlerimi açtığımda hayatımı cehenneme dönüştürücek olan o eve bakıyordum...