Ay ışığı kanayıp, damlaları okyanusu kızıla boyuyordu. Kör gecenin koynunda, gökyüzünün perdelerini aralamasını diliyordum. Meleklerin ağıdını taşıyan yıldızların neden böyle olduğunu görmek, sam rüzgarın fısıltısının ne söylediğini anlamak ve üzerimdeki tılsımı, rüzgarın tahtına oturtup özgürleşmek için... Yağmur, kan uykusu misali yatarken karanlığın kıyısında, rüzgar susarken arafın ortasında, matem tutan yıldızlar gibi kaderime ağlarken, ne kadar özgürleşebilirsem... Bir hikaye başlatıyorum sonra yalnızlığımın kıyılarında. Hamaleyos şehrinin üzerinde gezen okyanusların kanla kaplanışını izlerken bir özlem kırılıyor kalbimdeki uçurumdan. Ve yine rengim sönmeye başlıyor, pullarım bir bir okyanusun dibine intiharını savururken bir kez daha haykırıyorum kaderimin adını. Canımın acısı dinmiyor. Deniz kızları yavaş yavaş ölür bunu bilmiyorlar...