Pencereye değen yağmur damlalarını izlerken bir anda dürtüldüğümü hissettim. Mert'in bana" hadi geldik" demesiyle başımı kaldırıp yaşamımızı devam edeceğimiz Eve baktım Aslında buraya gelmemiz Çabuk karar verilmişti bu yüzden bir şey diyememiştim ama nedense burda çok şey olacağı İçimden geçiyordu., hızlı adımlarla eve doğru yürürken arkadan gelen bir sesle durduk_"yeni hayatınıza hoş geldiniz" Arkama döndüğümde tanıdık bir yüzle karşılaşmıştım fakat aslında hiç tanımıyordum. Hızlanarak yanımıza geldi yağmurdan ıslanan saçlarını geriye atarak _"sonunda geldiniz" dedi bense Sadece donuk bir şekilde onu izliyordum. Gözleri ela rengiydi yada bal rengine çalan bir renkti, saçları koyu kahverengiydi, teni kumraldı zayıf ama kaslı bir yapısı vardı spor yaptığı belliydi konuşunca dişlerinin beyaz mercanlığı apaçık ortadaydı kirpikleri hafif uzundu ve boyu sanırım bir seksen vardır diye düşündüm bi an onu incelediğimi farkedince gözlerimi başka bir yere çevirip : _"Pardon isminiz neydi "dedim Bunu söylememle soğukkanlı bir ifadeyle gözlerini kıstı sonra gözlerimin içine bakıp Ben pars, pars Arslan dedi Hiçbir şey unutulmaz! akılda birikmiş kalpte gömülmüşken .... LAVİNYA