Hayat, her neresinden bakarsanız bakın herkeze aynı davranır. Her insanın bir derdi ,elbette, var. Hayat nerden baksanız aynı bir Atlı Karınca misali... Bileti görevliye verdiğiniz noktada dertlerinizi bir kenara bırakırsınız ve o dertler hep sizden uzakta kalacak sanırsınız. Fakat atlı karınca hep aynı noktada durur ve her şey başa sarar. Hayatta kalbinizi birine verdiğinizde o her şeyi başladığınızda yerde bıraktı ve sizi her zaman mutlu edecek sanırsınız sorun şudur; hiç bir yara sonsuza dek kapanmaz. İzi kalır, anısı kalır, acısı kalır...
Züleyha, hiç büyüyemeyen ve bu yüzden sürekli küçük yeğenlerini bahane ederek lunaparka gelen bir genç kızdı. Küçük yaşta kaybettiği annesiyle kendi benliğini hiç bulamayan ve kendini her derdinde bir atlı karıncanın kollarına atmayı çare sanan bir genç kızdır. Bilemez ki kader ona en büyük oyunu hep gittiği o kocaman lunapark'ta oynayacak. Evlenmeyi hep ister ama güvenemez Züleyha.Aşkı hiç öğrenememiş hatta bazen sevmeyi bile unutmuştur.
Yusuf, güzelliğini isminden almış "Yusuf Yüzlü" tanımına çağ atlatmış başarılı bir işletme sahibi. Hayatına hiç bir zaman kadın almamış, aşka da hiç inanmamış genç bir o kadar da sert bir kişilik. Hiç kimsenin göremediği yalnızda küçük yaşta kaybettiği annesinin mezarı başında gösterdiği bir iyi niyet ve masumluk vardı Yusuf'un kalbinde. Bir de tek bir kişi; annesinin cenazesinden sonra mezar başında kalıp ağladığı zaman yan taraftaki mezarın baş ucunda kafasını toprağa gömmüş ağlayan minicik bir kız. Yusuf bir tek ona söz vermişti. Küçücük kalbiyle "Ben ne olursa olsun seni bulur her zaman da severim sen sakın üzülme" demişti. O zaman Yusuf bulmuştu eşini ve hep onu beklemişti.
YUSUF HEP ZÜLEYHA'SINI BEKLEMİ