Parmaklarına bulaşan boyalar kadar renkli bir kalbi olan Kızılcığın hikayesi...
***
Hayat seçtiklerimizden ibaretti. O da renklere inanmayı seçmişti.
Mavi, onun umuduydu.
Yeşil ise mutluluğu.
Sarı, aydınlığı;
Mor, küçük sırları...
Kızıl, saçlarıydı.
Seçtikleri, onun ta kendisiydi.
Bir de siyah vardı. Onun siyahı Reha Karaer'di. Küçüklüğünde en derin acılarda boğulan ve çırpınırken nefessiz kalan bir çocuktu o. Hayatında renklere yer vermeyen, kendini güzel duygulardan soyutlayan, karamsar bir kalbi vardı.
Ve Kızılcık, siyahının acı dolu kalbini diğer renklerle tanıştırmaya ant içmişti.
Bunu gerçekleştirmeden de asla pes etmeyecekti.
Bir kaldırımın köşesinde buldum hayalimi.
Gözlerimi kapattım, bıraktım avucuna kalbimi.
Dedi ki, sonuna kadar tutacak mısın elimi?
İçimden cevapladım, birlikte tırmanacağız tüm merdivenleri.
Mumlar üfledim, dilekler diledim.
Kayan her yıldızda adını sayıkladı dilim.
Ve o bana doğru tek bir adım geldiğinde
Ben hiç gitmesin diye bütün yolları denedim.
🏀
"Doruk?" dedim heyecanla. Bakışları yüzümde oyalanmaya devam ettikçe duramadım yerimde. Bir şey söyleyecekti. Bir şey söylemek için buradaydı. "Kaptın mı formayı?"
"Feza," dedi ve seri adımlarla ona doğru ilerlediğim sırada o da birkaç adım yaklaştı bana. Sadece ismimi söylemişti ama heyecanını yansıtması için bu yeterliydi. Devam etmesini beklerken kalbim yerinden çıkacak gibiydi. "Kaptık formayı."