(EŞSİZ ÇİÇEKLER serisi-3) NOT: Serinin kitapları birbirinden bağımsızdır! Yok olan hayatlar... Yıkılan hayaller... Paramparça olan umutlar... Silinen gülüşler, kahkahalar... Doğan, büyüyen acılar... Küçücük bir kız çocuğu... Cansız bedenler arasında atan, hayata tuttunmaya çalışan minicik bir yürek... ...ve bir şehire aşık olan bu yürek... ~~~ Bir adım daha attım ve şimdi tam olarak uçurumun dibindeydim. Karanlık pelerinini bir çarşaf gibi örtmüştü İstanbul'un üstüne. Fakat O, pırıl pırıl ışıkları ile eşsiz bir mücevher gibi parlıyordu. Yanağımdaki gözyaşlarını sildim ve boğazımdaki yumruyu yok sayarak konuşmaya çalıştım. "Sen... sen kimsin İstanbul? Sen... sen de onlar gibi niye üzdün? Sen de onlar gibi niye hayal kırıklığına uğrattın beni? Ben... sana aşık olarak büyüdüm be ama sen, beni darmaduman ediyorsun, her defasında herkes gibi." Hıçkırıklarımı dizginleyemiyordum artık. Yine. Yorulmuştum. Yıkılmıştım. Tükenmiştim. Lale... artık kurumaya yüz tutmuştu. "Ferat! Şirin uğruna döktüğün gözyaşlarınla büyüyen ben, Lale, kurumaya yüz tutuyor!" Artık hiçbir şey düşünecek durumda değildim. Hiçbir şey düşünemiyordum. Sonra bağıra çağıra ağlayarak bir şeyler söyledim. Yüreğimden, ruhumdan, dudaklarıma döküldü kelimeler... "Sen, sen benim âşık olduğum İstanbul değilsin. Anladın mı beni?!" Uçuruma biraz daha yaklaştım. Artık soğuk rüzgar beni üşütmekten ziyade, düşürmeye çalışıyordu. "Neredesin be Kayıp Şehir?!" Sonra... hiçbir şey düşünmeden rüzgara yardım ederek kendimi uçurumdan aşağı bıraktım. ¤ Dipnot: Bu kitap sadece bir kızın, bir şehre âşık olmasını anlatmıyor. Bu kitap da gerçek acılar ve hikâyeleri anlatıyor. Onun için kitaba girerken ön yargılarınızı kapıda bırakmanızı rica ederim. 04/09/2016
4 parts