Pandora Kelebeği
  • OKUNANLAR 30
  • Oylar 2
  • Bölümler 1
  • OKUNANLAR 30
  • Oylar 2
  • Bölümler 1
Devam ediyor, İlk yayınlanma Eyl 01, 2016
İnsanoğlu, yasak elmayı yediği için Dünya'ya gönderildi.

Ve tanrıça Pandora, yasak kutuyu  açtığı için Dünya'ya kötülükler salındı. 

Pandora'nın kutusunda kalan son umut ise, kelebekti. Pandora'nın kelebeği. 

"Kötülük, kibir ve savaş. Sanırım Dünya'dan bahsettiğimi anladın. Peki, bunları sona erdirebileceğini söyleseydim şanslı insan?"

"Konuşan bir kelebek bana Dünya'yı kurtarabileceğimi söylüyor. Sence bu ne kadar inanılabilir bir durum küçük kelebek? Şu an deli olduğumdan bile şüpheliyken hemde."

"Ya inandıklarının inanamadıklarından daha saçma olduğunu söyleseydim?"

'Umut, en büyük kötülüktür.' Der Nietsche.

Bu hikayede iyiler kazanacak. Ama hangi tarafın iyi olduğunu çözebilirseniz.
Tüm hakları saklıdır

1 bölüm

Eklemek için kaydolun Pandora Kelebeği kütüphanenize ekleyin ve güncellemeleri alın
veya
#9adonis
İçerik Rehberi
Ayrıca sevebilecekleriniz
DuruMavii tarafından yazılmış KIZIL GECE  adlı hikaye
85 Bölüm Tamamlanmış Hikaye
Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.
Ayrıca sevebilecekleriniz
Slide 1 of 10
KIZIL GECE  cover
FIRTINA ZAMANI  cover
Azrathia'nın kamçısı cover
BAŞ BELASI/ *Yarı texing* cover
HAYALDİ *Gerçek Oldu* cover
Yılan Yuvası cover
Ejderhanın Tutsağı cover
YASAKLANMIŞ TUTKU +18 cover
YIRTICI GÖZLER cover
KIZIL KURT_2 ( Mühür) cover

KIZIL GECE

85 Bölüm Tamamlanmış Hikaye

Ölüm uşaklarını peşime salmıştı. Soluğum korkunun soluğuna karışmıştı. Koşuyordum. Sivri dalların berelediği bacaklarım hiç durmadan hareket ediyordu. Göğsüm inip kalkıyor, kalp atışlarım boğazımda hissediliyordu. Karanlığın bağrında yalpalayan adımlarım kör bir noktaya takıldığında, bedenim tek seferde yere serildi. Dizlerime saplanan dikenler dilime canhıraş bir çığlık yuvarladı. Daha fenası yaklaşan adım seslerinin içime boca ettiği keskin ürpertiydi. "Yardım edin! Biri bana yardım etsin." Avuçlarımı kurumuş yapraklara bastırdığımda, yükselen çıtırtıları kulaklarımı tırmaladı. Kalkmak istedim, karnımda yine aynı kıpırtıyı hissettim. İçimde nereden geldiği, nasıl benimle olduğunu bilmediğim bir şey vardı. Tıpkı benim gibi çaresizce kıpırdanıyordu. Titreyen parmaklarımla karnıma dokundum. Islak yüzümü köhne ormanın derinliklerine çevirip daha güçlü bağırdım. "Yardım edin! Biri bize yardım etsin!" Yeniden koşmaya başladım. Dizlerimden akan kanların çıplak ayaklarıma süzüldüğünü hissedebiliyordum. Güçlükle ayakta tuttuğum bedenim bu kez bir ağaca çarptı. Kendimi sırt üstü yerde bulduğum an gözlerim korkuyla açıldı. Çaptığım şey ağaç değil bir yabancının sert gövdesiydi. Ancak o, bir çınar ağacı kadar uzun ve yapılıydı. Karanlık tüm ayrıntılarını ustaca gizlerken, üzerimde tepkisizce gezdirdiği bakışlarını ve silüetini ele veriyordu. Dirseklerimin üzerinde kalkmaya çalıştım. Buraya kadardı, gücüm tükenmişti. "S-sen..." Bir adım attı. Büyük ve yara izlerinin barındığı parmakları önüme uzandı. "Yardım istiyordun, değil mi?" Sesinin bir rengi olsaydı, bu kesinlikle siyah olurdu. Sesi, şavkı kırık bir siyahtan ibaretti. Şeytanın adaletsiz oyununda bana sunulan başka bir seçenek yoktu.