-16.09.13 başlangıç-
Bir ilişki sona erdiğinde, tüm yaşananlar bir şerit halinde gözlerinin önünden geçer. Aynı kaleydoskop desenlerinde olduğu gibi. Her şey gözlerinin önüne gelir. Fakat bu, onun için geçerli değildi.
Aslında bir yanım, daha ilk onu gördüğüm an tüm bu olacakları biliyordu. Ne söylediği bir şeyden anlamıştım bunu, ne de yaptığı bir şeyden. Sadece içimden gelen bir histi.
Ve daha kötüsü ise, başka birine kendimi böyle kaptırırsam ne yapardım? Kaptırmamam mı gerekiyor, onu da bilmiyordum.
Biliyordum ki, onun dünyası çok hızlı dönüyordu ve çok parlak yanıyordu. Ama düşünüyordum da, nasıl olur da şeytan gülümsediğinde, fazlasıyla meleğe benzeyen kişiye doğru seni çekebiliyordu?
Belki de, beni ilk gördüğünde biliyordu.
Sanırım iyice dengemi kaybettim. Ve düşünüyordum da, sanırım bu ilişkinin en kötü yanı onu kaybetmem değildi...Kendimi kaybetmemdi.
Bilemiyorum, asıl kimliğimi kaybetmeden önce, kendimi tanıyor muydum?
- bitiş 20.07.15 -
Baştan Aşağı kategorisi 2015 Wattys kazananı.
not: bu hikayeyi yazmaya başladığımda 13 yaşındaydım, bitirdiğimdeyse 15. Lütfen ilk yazılmış yerlerdeki mantık hatalarına, imla hatalarına aldırmayın. Son bölümler ilk bölümlerin kötülüğü kadar güzellik barındırıyor.
Fenerbahçenin liberosu, fenerbahçenin kızıydı o. Hayatını bu renklere aşık olarak geçirmişti.
Onun aksine Barış Alper, galatasarayın jokeriydi. Bir iddialaşmayla girmişti kızın hayatına.
Ne de olsa zıt kutuplar birbirini çekerdi, değil mi?