2 parts Ongoing İslami / Askeri Kurgu
Bir söz... Bir evlilik... Bir savaş.
Generalin kızı Rümeysa, karanlığın içine sürüklendiğinde hayatı bir anda paramparça olur. Kaçırılan genç kız, ölümle burun buruna geldiği anda, onu gölgelerden çekip çıkaran tek kişi vardır: Bordo bereli Alparslan.
Ancak Rümeysa artık güvende değildir. Düşman hâlâ dışarıdadır ve tekrar saldırmak için fırsat kolluyordur. General, kızını korumanın tek yolunu bilir: Onu, en güvendiği adama emanet etmek... Hem de bir yemin ile.
Rümeysa ile Alparslan istemedikleri bir evliliğin içinde bulurlar kendilerini. Bu zorunlu birliktelik, bir koruma anlaşması mı olacak, yoksa zamanla kalpleri ateşe atan bir yakınlığa mı dönüşecek? Geçmişin yaraları, tehlikenin gölgesi ve kalplerinin inatçılığı arasından çıkabilecekler mi?
Kaderin zorladığı bir evlilik, ölümcül bir tehdit ve iki kalbin birbirine direnme hikâyesi...
Koruyucu Yemin başlıyor.
...................
"Ben de seninle evlenmeye meraklı değildim sonuçta senin gibi birisiyle evlenecek birine mi benziyorum"
Alparslan'ın dediği cümleyle Rümeysa'nın kalbinden bir parça eksildi oysa ki o, kocasının belki bir gün onu seveceğini düşünmüştü. Ama yanılmıştı kocası onun görünümünden, tesettüründen nefret ediyordu.
Alparslan evden çıkıp gittiğinde Rümeysa'nın gözünden bir damla yaş süzüldü ve şu sözleri söyledi
" Ama ben seni her halinle seviyorum"
......
Kaçırılması bir tehditti... Ama onu korumaya ant içmiş bir adamla evlenmesi kaderiydi