Yorgun kahveleri gözyaşları ile parlayan açık kahveler ile buluşurken genç adam derin bir soluk daha aldı. Sakin adımlarla odayı arşınlayıp da kızın yatağının başında durduğunda onun duvar dibine büzülmüş küçük bedenine baktı önce , daha sonra bakışları kızın yatağın başlığına zincirlenen incecik bileğine kaydı. Kızarmıştı. Kaşları hafifçe çatılırken , "Sen yine mi ağlıyorsun ? " dedi. Bu cevap beklemediği ve öylesine sorulmuş bir soruydu . Genç adam yorgun bir şekilde bakışlarını sadece bir masa , bir yatak , bir dolap ve bir kaç kitaptan ibaret olan boş odada gezdirdi . Ve gözleri tekrar o ürkek , yaşlı kahvelerle buluşurken , "Ağlama . " diye mırıldandı. "Çünkü serçeler ağlarsa ölür " ♣♣♣ "Bir serçenin ömrü gözyaşını dökene kadardır . "
31 parts