"Az önce şimşek çaktı, birazdan sesini de duyarız" dedi suskunluğumuzu bozarak. Normal gövdesine rağmen upuzun dallara ve o dalları saklayacak yapraklara sahip olan kocaman ceviz ağacına bağlı onun yaptığı salıncakta oturuyorduk. O ve ben. Karşımda duran, her dalgası ile kıyıya cezalandırır gibi tokat atan gölü izlerken "Gördüm" dedim. "Soluk eflatunlar geldi, yağmur yağacak" dedi. Gülümsedim. Bulutlara, soluk eflatun demesi beni hep gülümsetmiştir. Geldiğimizden beri ilk defa ona bakarak konuştum "Neden geldik buraya?" O da bana doğru döndü. Gözlerimin içine baktı. Ellerimi tuttu. Finali ise o güzel biçimli dudaklarını oynatarak yaptı. "Bana hikayemizi anlatır mısın?"