Elini usulca dolaştır sarı sayfanın üzerinde. Sen de hissettin mi pürüzlüğü? Korkma, kokla onu usulca. Burnuna toprak kokusu dolacak sevgili okuyucu. Sonuçta aylardır, belki de yıllardır toprak altındaydı benim gibi, değil mi? Usulca çek kokuyu ciğerlerine. Hisset kendini. Yirmi sayfalık defter bu. Param ancak bu kadarına yetti. Şimdi on üçüncü sayfasını aç, sağ alt köşede yuvarlak içine aldığım bölüm olacak. Oraya sağ gözümden gözyaşı düşmüştü. Varlığımı kanıtlamak adına, yuvarlak içine aldım. Ne de çok büyük, değil mi? Belki şu yazdıklarım boşa. Beni bulamamışsındır düşüncesi midemi bulandırıyor. Aslında alışığım yalnızlığa, neden böyle oldu bilemiyorum. Burayı okumanı dilerim, sevgili yarım. Sesim çıkmıyor benim, duyamazsın diye aldım defteri zaten. Sesim olmanı istiyorum senden; öldükten sonra ki tek dileğim bu. Benimle beraber bağır, kahkaha at, ağla. Benimle ol, yanımda kal. Ruhumun kanatları kırık ve annemin bundan haberi bile yok. Sen şahitsin buna bir tek. Zaman geçiyor, ömür tükeniyor, hayat bitiyor. Benim zamanım, ömrüm ve hayatım çoktan bittu okuyucu. Kurtaramadım kendimi. Umarım defteri ve kedimi sen kurtarmışsındır. Sevgilerimle, ...