Bölümler arasında zaman farkı olabilir çünkü farklı anlardan yazıyoruz. Mesela bi bölüm önce daha tanışmamış olsalar bile bi bölüm sonra evli hatta çocukları olmuş bile olabilir.
Orkun sinirliydi karşısındaki kadına. Eren' e aşıkdı ama Yaren bunu anlamıyordu. Bırakmıyordu Orkun' un peşini.
"Sen beni seviyorsun anlasana, O' na aşık falan değilsin. Bana aşıksın sen. BANA!" dedi Yaren. Gözleri ağlamakda şişmişti, ağrıyordu.
"Asıl sen anla! Ben karımı seviyorum anla artık. ANLA!" diye bağırdı Orkun son gücüyle. Artık dayanamıyordu.
Sol elini kaldırdı, işaret parmağıyla şakağına dokundu "Burası Eren' e ait..." sol elini bu sefer de kalbine götürdü "Burasıda..." dedi Orkun. Fısıldıyodu artık. " Ben sadece ona aidim..." dedi. Arkasını döndü ve uzaklaştı oradan.
Bacakları tartamadı artık kadının çelimsiz vücudunu, yere çöktü Yaren. Sevdiğinin arkasından bakdı sadece. Çaresizce sevmişti onu, bi umut o da beni sever düşüncesiyle sevmişti kadın. Masum hayalleri vardı oysaki. Tek yaptığı; sevdiğinden vazgeçmemek oldu.
Gözlerindeki yaşları kurulama gereksinimi görmedi Yaren. Ayağa kalktı, kendi haline alay edercesine güldü. Eğilip topuklu ayakkabılarını aldı, arkasına döndü ve uzaklaştı sevdiğinden. Bir daha karşısına çıkmamak üzere ayrıldı sevdiğinin hayatından.
Galatasaray teknik direktörünün büyük kızı olan Mayıs, derbide attığı golün ardından sakatlanan yıldız oyuncuya babasının ne kadar üzüldüğünü görünce dayanamaz. Hem babası hem de düşük not aldığı stajının puanını yükseltmek için fakülte hocalarından birisiyle bir anlaşma yapar.
Sakatlanan topçuyu üç ayda sahalara döndürmenin sözünü veren Mayıs, bu sözü verirken Doruk'un ne kadar huysuz bir insan olduğundan habersizdi. Ama kendisi de ondan aşağı değildi.
Ve top kaleye, tam isabet etmişti.